Kavramı birkaç hafta önce konuştuğum İç Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu Başkanı sanayici Ahmet Kurt'tan duydum. Her işveren gibi o da gençlerin gözünün dışarıda olmasından yakınıyordu. Anlattıkları, ülkenin geleceğini kuracak olan gençlerin içine düştükleri umutsuzluk girdabında boğulduklarını haber veriyor. Aslında haber vermiyor, alarm veriyor. Şöyle diyor Ahmet Kurt:
'Gençler umutsuz, bütün çabaları yurtdışına nasıl giderim hesabı üzerine kurulu. Eskiden evlenme, ev ve araba sahibi olma hayalleri vardı. Türkiye koşullarında ev ve arabaya sahip olamayacaklarını biliyorlar. Bunları alabilmeleri için ayda en az 35 bin lira kazanmaları gerek; ama ben veremiyorum. Hayalleri bir İphone telefon markasına kadar düştü. Hepsini yıkılmış görüyorum. İşyerlerinde sessiz istifa yaşanıyor'
'Sessiz istifa'…
Meğerse şu demekmiş…
Yaptığı işi olabildiği kadar asgaride tutmak, özel hayatı korumak, daha az sorumluluk almak, ek ücreti gerektiren işleri üstlenmemek… Yani, rutin içinde boğulmaya karşı tepki, fazla mesailere itiraz, biraz da isteksiz çalışmak…
'İşten çıkarılmayacak kadar iş yapmak'…
Ne daha azını, ne daha fazlasını yapmak...
Kısacası mutsuz çalışan demek… Çalışanı mutsuz olan yerde de işyerleri, mezarlıkları andırıyor, yaşayan ölüler bir çarkın içinde dönüp duruyor ama her şey ölü… Zira, hayal kurulamayan yer gasilhanedir. İşyerlerinde artık hayal kurulamıyor.
Dünya görüşüm itibariyle bu kariyer planlaması yaptıklarını söyleyen platformlara pek itibar etmem ama onlardan birisi, bahsettiğim 'sessiz istifa' olgusunu araştırmış. Youthall adlı platformun 18-50 yaş grubundaki 1002 kişinin online katılımıyla gerçekleştirdiği araştırmaya göre, Türkiye'de gençlerin yüzde 24'ü şu an sessiz istifa sürecinde; yüzde 46,7'sinin ise bu kavrama yatkın olduğunu söylüyor. Araştırmada, sessiz istifa sürecinde olan gençler, bunun en önemli nedenini düşük maaş olarak ifade ediyor. Yüzde 35 oranında verilen düşük maaş yanıtını, yüzde 21,7 ile iş-özel hayat dengesizliği, yüzde 15 ile iş tanımının net olmaması, yüzde 14,2 ile kariyer yollarının kapalı olması ve yüzde 7,9 ile uzun mesai saatleri izliyor.
Şu an sessiz istifa sürecindeyim diyen yüzde 24 oranındaki kitlenin yüzde 35,8'i yan hakların ve maaşların düzenlenmesi halinde sessiz istifadan vazgeçeceğini söylüyor. Buna en yakın oranda alınan cevap ise yüzde 32,9 ile iş-özel hayat dengesine olumlu katkı sağlayacak düzenlemelerin gerçekleştirilmesi… Yüzde 14,6'sı ise kendi çalışma modelini oluşturma fırsatı elde ettiğinde tutumunun değişeceğini ifade ediyor.
Yani, özgürlüklerine düşkün Z kuşağı, ekstra sorumluluk almayarak ve mesai saatlerinin dışına çıkmayarak işverene 'ne kadar maaş o kadar iş' mesajı veriyor.
'Yok öyle üç kuruşa beş köfte' diyor.