Gazete sayfalarında yer alan cinayet, intihar, yaralama gibi haberler ‘’bize ne oluyor’’ sorusunu da gündeme getiriyor.

Çocuğunu üçüncü katın balkonundan aşağı atmaya kalkanlar mı, selamını almadı diye hayatının baharındaki genci bıçaklayanlar mı, fındıkkabuğunu doldurmayacak bir nedenle eşine kızıp da intihara yeltenenler mi?

Sosyal ve bireysel sorunlar derinleştikçe cinnet halini yansıtan olaylar da sıklaşıyor.

Toplumdaki ekonomik ve psikolojik çöküş, ruhsal bunalımları tetikleyerek söz konusu olaylara davetiye çıkarıyor.

Bu çöküşte gelir eksikliğinin yanı sıra, gelecek umudunun kaybı, sosyal dışlanma ve çaresizlik hissi, aile içi şiddet gibi nedenlerin de önemli rol oynadığı belirtiliyor.

"Cinnet" kelimesi, genellikle bir anlık akıl sağlığı kaybı, kontrolsüz öfke ya da şiddetli ruhsal patlamalar için kullanılıyor. Ancak bu halin temelinde; uzun süreli stres, umutsuzluk, sosyal destek eksikliği, maddi sıkıntılar ve tıravmalar ve bastırılmış öfke unsurlarının yer aldığı ifade ediliyor.

Toplumda ya da bireyde yoksulluk derinleştikçe insanların kendilerini değersiz, dışlanmış ve çaresiz hissedebilecekleri. bu duyguların, zamanla psikolojik bozulmalara ve şiddetli davranışlara dönüşebileceği belirtiliyor.

Aile içi trajediler, intiharlar, cinayetler gibi olaylarda bu tür ruhsal bozulmalarının izlerinin sıklıkla görüldüğü kaydediliyor.

Toplumda çeşitli olumsuzluklara yol açan söz konusu olaylar, ‘’ insanlar cinnet geçirmiyor, sistem onları cinnete zorluyor’’ yolundaki değerlendirmelere de davetiye çıkarıyor.

Yoklukların, sıkıntıların insanları bazen çileden çıkardıkları bir gerçek.

Yorgun argın eve dönüşlerde saatlerce otobüs yolu gözlemek bile sabır taşını çatlatmaya yetiyor bazen.

Özellikle geçim sıkıntısına dair dertler, devasa boyutlara ulaşınca, insanların sinir katsayısı da artıyor, bu olumsuzluk da şuur kaybına, irade dışı hareketlere yönelmelere yol açabiliyor.

Gazete sayfalarında yer alan şiddet, cinayet içerikli bazı haberler bu durumun geldiği noktaları göstermesi açısından dikkat çekiyor…

Göz ardı edilmemesi, giderilmesi gereken bir sorun var.

Unutmamak gerekir ki;

Sağlık önemli…

Ruh sağlığı daha da önemli…