Hayalleri süsleyen seviyelere gelemedi ama yıllar öncesiyle kıyaslandığında çok değişti Ankara.
Gelişim hanesine yazılan artılar, yerinde sayan eksilerin gölgesinde kaldı çoklukla.
Avrupa kenti hayalleri de bir türlü gerçekleşemedi o yüzden.
Çok katlı beton binalar arasında sıkışıp kaldı yaşam.
Astım hastaları gibi soluk almakta zorlanır hale geldi insanlar…
Çok katlı binalar silsilesi,
Art arda dizilmiş araç konvoyları…
Artanların başında geldiler…
Biri gökleri, diğeri yolları parselledi…
Görüş mesafesi daralırken, kulaklar korna seslerinin hışmına uğradı.
Yeşile sahip çıkmayı bilemedik.
Güzel olanı daha çok güzelleştirmeyi de…
Okul bahçeleri de duruma ayak uydurdu.
Tatil günlerinde öğrencilerin yerini araçlar aldı.
Artıları da oldu değişimin…
Bazı gecekondu bölgeleri dışında kalan yollar asfaltla kaplandı.
Çoğu kısa sürede kevgire dönse de asfalt yollar, yağışlı havalarda çamur deryasına saplanmaktan kurtuldu insanlar.
Çoğu semtler, zamanla eski parlak günlerinden uzaklaştı.
Bir zamanların gözde semtleri eski öneminden uzaklaşırken, Kentin gözdesi Kızılay da parlak günlerinin maziye gömüldüğü semtler arasına girdi.
Genç-yaşlı pek çok kişinin, Gökdelen diye anılan binayla, Sıhhiye meydanı arasında kalan mesafedeki kaldırımlar üzerinde bitmek bilmeyen akşam turları da ‘’bir zamanlar’’ diye sözü edilen nostalji kervanına katıldı.
Bir dönem başkent halkının gözdelerinden olan Gençlik Parkı da….
Parkın uçsuz bucaksız havuzundaki sandal sefaları, gazinolardan yükselen şarkı sesleri, nargile fokurdatan yaşlı yüzler, lunaparkın gözdeleri çarpışan otolar, uçan sandalyeler…
Onlar da maziye gömülmüş gibi…
Eksilmişler…
Artısıyla eksisiyle ne çok değişti Ankara…
Değişmeyen bir tek Avrupa ligine katılma sevdası kaldı…
Bir de çözüm bekleyen kentsel sorunlar…
.