Çok klişeleşmiş ancak bence anlamını halen yitirmemiş bir örnekle bunu açıklamak istiyorum. Hepinizin bildiği bir hikaye: Bir gün deniz yıldızları kıyıya vurmuştur. Can havliyle bir çocuk deniz yıldızlarını tek tek denize atmaya başlar. Ancak öylesine kalabalıklardır ki çocuğun hepsini ölmeden kurtarması mümkün değildir. Bunu gören birisi çocuğun yanına gelir ve asla yıldızların hepsini denize zamanında fırlatamayacağını ve bunun bir şeyi değiştirmeyeceğini söyler. Çocuk ise eline bir deniz yıldızını alır ve der ki “Bak, onun için her şey değişti.”

İşte tam bu sebepten toplumu aydınlatmayı ödevi bilen her sorumlu vatandaşın yarattığı etkinin farkına varması oldukça önemlidir. Çoğu zaman yalnızca siz çabalıyormuşsunuz hissiyatına kapılmanız mümkün ancak zaten inançla direnç göstermek böyle zamanlara özgüdür değil mi?

Ancak bu anlatımı düşüncesi fark etmezcesine her kesimde aşırıcılığa kaçarak ve kırıcılaşarak yapıldığını da belirtmeliyim. Ne yazık ki haklı olarak tahammülsüzleştiğimiz bu süreçte kimse içinde bulunduğumuz ruh halini umursamayacaktır. Kaldı ki iletişim alışkanlıkları oldukça tehlikeli olabilir. Sinirinizi hakeden biriyle konuşuyor olsanız bile bu öfke patlamaları sizlerde bir alışkanlık haline gelebilir ve çok sevdiğiniz insanları da kırmanıza yol açabilir. Bu ise en son isteyeceğimiz şeydir.

Peki böylesine duygusal imtihanlardan geçtiğimiz tartışmalarda kendimizi nasıl koruyabiliriz? Gri kaya tekniği ile bir çözüm önerisinde bulunacağım. Bu tekniğe göre karşınızdaki insan gerçekten zehirli ve sizi sinirlendirmekten zevk alan sadist bir kişiliğe sahip olabilir. Bu tip durumlarda ise adından anlaşılacağı üzere kaya gibi durmak esastır. Hayır efendim, kaya gibi yumruk atmak zinhar değil, şiddetin her türlüsüne karşıyız. Medeni insanlarız sonuçta...

Bu teknikte kendinizi öncesinde derin nefes alarak ve karşınızdaki insanın ne kadar zehirli bir kişiliğe sahip birisi olduğunu kendinize hatırlatarak işe başlıyoruz. Duygulanımlarımıza engel oluyoruz. Toplumumuzda ne yazık ki bağıran haklı gibi bir yaftalama var, bu durumda ise haklı insanın bağırmasına gerek olmadığını ve karşınızdakini duyabildiğinizi hatırlatarak sakince iletişime devam ediniz. Zaten amacı sizinle uzlaşmaksa veya bir bilgi aktarımında bulunmaksa bu tavrınızdan sonra kendisi de sakince derdini anlatmaya çalışacaktır. Eğer daha da sinirli ve hararetli bir üslubu varsa tebrikler, tartışmayı siz kazandınız.

Son ana kadar bu sakinlikte konuşabilmek oldukça önemli. Bir şeyleri anlatmak evet çok değerli ancak bunu yaparken kendi psikolojimizi korumamız da bir o kadar önemli. Eğer kendimizi kaybedersek savunduğumuz hiçbir şeyin önemi kalmayacaktır...