Her gün tek tek azalıyoruz... Bu bazen bir kadın, bazen bir çocuk, bazen bir hayvan ve bazense yanından geçtiğimiz bir ağaç... Eksiliyoruz ve bu kötülük Tanrı'dan değil; var olanı yok etmek için elinden geleni yapan varlık düşmanlarının suçu bu. Sizin, sizin bizim canımıza kastınız var. Ben böyle saf bir kötülük görmedim...

1 Eylül tarihinde bu kötülüğün hedefi benim çocukluk arkadaşım Pamuk oldu. Pamuk dünyalar tatlısı bir sokak köpeğiydi. Çocuklar onu çok severdi, o çocukları çok severdi. Haylazlar bazen sırtına binerlerdi hayvanın yine gıkını çıkarmazdı çünkü bilirdi, ona o çocuklar zarar vermezdi. Gök gürültüsünden çok korkardı, yağmur yağdığında apartmana koşardı hemen. Halen ne zaman yağmur yağsa acaba Pamuk içeri girdi mi, diye düşünürüm. Gerçi her yerde tahammülsüz, kendisiyle barışık olmayan ve hıncını etrafındakilerden alan insanlar vardır. Öyle olmuş olmalı ki Pamuk'u da belediye ekipleri götürmüşler. Öğrendiğimiz bilgilere göre hayvancağız korkudan toplama aracında ölmüş, daha onu bulmaya fırsatımız olmadan öldürülmüştü...

Bu katil yasa çıktığından beri ben her gün çok korkuyordum, bir gün Pamuk'u da almaya gelecekler diye... Öyle de oldu, bir gün benim çocukluk arkadaşım için geldiler ve ben orada yoktum, onu koruyamadım. Ah Pamuk, keşke imkanım olsaydı da sana barınacak bir yer sunabilseydim. Keşke seni kimsenin incitemeyeceği bir yerde saklayabilseydim. Tüm sokak hayvanları için aylardır yazılar yazıyorum, kaç eyleme gittim hepsinde aklımda Pamuk vardı. Mahalleye döndüğümde onu görünce "Oğlum bak bugün senin için aşağı indim." derdim...

Yıllar önce belediyenin kısırlaştırma arabası götürmüştü Pamuk'u, sonra bulup getirdi mahallemizdeki hayvanseverler. Beyaz bir rengi vardı aracın, o gün bugündür Pamuk ve saz ekibi beyaz arabalardan nefret ederlerdi. İçinden biri inince bir şey yapmazdı, ama arabaya kinlenirdi, görürdüm gözlerinden. Ah güzel Pamuk, bir bilsen araba değil kötü olan, ondan bile haberin yok...

Hep ortalığa düşüyorsunuz ya Türk toplumunu o bozuyor, bu bozuyor diye... Türk toplumunu gerçekte ne bozuyor biliyor musunuz? Sizin nefretiniz bozuyor, tahammülsüzlüğünüz bozuyor, tolere ettiğiniz psikopatlıklar bozuyor. Bakın 2 polis öldürüldü, öldürenin çocukluk fotoğraflarına bakın, kuşları öldürüyor ağzında ölü kuşu tutuyor. Pedofililere bakıyoruz geçmişinde bir hayvanı istismar ediyor. Halen o kalın kafanız almıyor değil mi? Bir canlının varlığına tahammül edemeyen herhangi bir ruh hastası geleceğin potansiyel insan katilidir. İnsan katilidir diye ayırıyorum çünkü çoğu zaten çoktan bir hayvanı öldürerek katil olmayı tecrübelediler.

Sokak Hayvanları Yasası kararını alan Ak Parti hükümeti başta olmak üzere uygulayan tüm belediyeleri de kınıyorum, Çankaya'nın göbeğinde sevgili Çankaya Belediyesi hiç mi düşünmüyorsun mesela bana oy veren insanlar genellikle aynı zamanda hayvansever duyarlı insanlar diye? Görmüyor musun her hafta belediye binanın önünde aylardır eylem yapanları? Yoksa sen de mi o çok nefret ettiklerine benzeme niyetindesin?