Sizi dinliyoruz, sizi yargılamıyoruz, size İNANIYORUZ. İstismara uğramış kimse yalnız değildir, istismara / spesifik olarak tacize maruz kalan bir mağdur asla suçlu değildir! Hangi kıyafeti giyiyor olsun, gecenin gündüzün hangi saatinde başına nerde bu iş gelmiş, kim tarafından gelmiş (kocası, sevgilisi de dahil, birinin partneri olmanız onun size hayır diyemeyeceği anlamına gelmez, başınıza vura vura RIZA ne imiş öğreteceğiz!) bakılmaksızın biz senin arkandayız ve sen suçlu değilsin. Suçluyu değil mağduru koruyacağız. Yeri gelmişken üstünü altını sağını solunu çizelim: HAYIR, HAYIR DEMEKTİR.
Son bir haftadır özellikle kadınların ve LGBT'li sanatçıların ifşaladıkları tacizci foroğrafçılar büyük bir yankı uyandırdı. Sanat sektöründeki pek çok bireyin iradesi dışında fotoğraflarının çekildiği, paylaşıldığı haberleri sosyal medyada paylaşıldı. Bu olay aslında tekil örneklerle başlasa da çığ gibi büyüdü ve istismarcıların listesi genişledi. Sanat camiasındaki pek çok isimin -hatta televizyonda sıklıkla izlediğimiz pek çok isimin!- bu istismar olayları ile ilişkisi dile getirildi.
Tüm bu gelişmelerin ardından 22 Ağustos tarihinde Susma Bitsin Platformu (televizyon ve tiyatro alanında çalışan kadınların kurduğu bir dayanışma ağı) yazılı bir açıklama yayınladı:
"Son günlerde birkaç fotoğrafçının ifşasıyla başlayan ve hayatta kalanların cesaretiyle büyüyen ifşaları takip ediyoruz. Failleriyle yüzleşme cesaretini bulan bütün kadınlara ve LGBTİ+’lara dayanışma ile sarılıyoruz. Henüz konuşmaya hazır hissetmeyen başka pek çok hayatta kalan olduğunu da biliyor, onlara inanıyor ve hepsi için burada olduğumuzu hatırlatıyoruz.
Kameranın, kadınların ve LGBTİ+’ların bedenini nesneleştiren bakışına sektörümüzden de oldukça aşinayız. Fotoğrafçılık mesleğinin beraberinde getirdiği sınırları netleşmemiş yaratım alanında modeli/ oyuncuyu manipüle ederek kendine istismar alanı yaratan bu erkekleri tanıyoruz, bu sistemi biliyoruz.
Sahip olduğu maddi ve manevi imkanlarla, sosyal ağlarıyla ve yakalanmadan yıllarca birçok kadını istismar etmenin verdiği cüretle hareket eden erkeklere hatırlatırız ki:
Hiç ifşa olmadım sananlarınızın isimlerini biliyoruz.
Zaman geçti, unutuldum zannedenlerin isimlerini hatırlatıyoruz.
Yaptırımsızlıktan cesaret alanlarınızın bedel ödemesi için feminist dayanışma yakanızı bırakmayacak.
Ne zaman ifşa olacağınızı düşünerek korkun. Hiçbir eyleminiz yanınıza kalmayacak. Kadınlar susmadı, susmayacak."
Bakınız bu istismar dalgası kadınların üzerinde kurulan sistematik iğrenç bir güç ilişkisinin sonucudur. Kadınların bu yaşadıklarını utanıp söylemeyeceği, söylerse kadının daha da çok yargılanacağı, gerçekliğinin çarpıtılıp kadının "hasta, manyak, takıntılı, hayal görüyor, iftira atıyor" şeklinde gösterilerek bastırılabileceği gerçeği artık tarih oldu! Biz, kadınlara inanıyoruz, YALNIZ DEĞİLSİN. Sesin çıksın, korkma! Hepimiz sana inanıyoruz! Sana inanmayan, tacizciyi değil de seni yargılayan herkesi de bir tacizcinin suç ortağı olarak görüyor ve onu da aynı şekilde yargılıyoruz. Artık hepimizin birden ağzının tadı kaçacak, yok öyle kimseyi aklamak! Hiçbir istismarcıya da, onun şahidi şıracısına da tahammülümüz yok!
Uykularınız kaçsın acaba ne zaman ifşa olacağım diye çünkü bu böyle yarım kalmayacak... İş yerlerinde, okulda, markette, EVDE... Herhangi bir istismara sebep olan herkes ifşalanacak. Öğreneceksiniz. RIZA ne imiş başınıza tasla vura vura öğreteceğiz. Çünkü her kız kardeşimize, her çocuğa, her LGBT'li arkadaşımıza sözümüz var: Asla Yalnız Yürümeyeceksin.
Korkma, biz buradayız ve sana inanıyoruz.