Uzun yıllar yurtdışında yaşayıp da kesin dönüş yapan ya da tatillerde memleketine gelen gurbetçilerimizin anlattıkları her şeye dikkat kesilirim. Çünkü, her bir anlatı çok değerli bilgilerin öğrenilmesini sağlar; kendimize ve içinde yaşadığımız topluma, devletle olan ilişkilerimize ayna tutar, sorgulamaya vesile olur.
Onlardan biri, tarifeli yolculuklarda yaşanan gecikmeden dolayı mağdur olana tazminat ödendiğine dair anlatılardır. Uçağınız, treniniz eğer ki 1-2 saat gecikmişse ilgili şirket özür dileyerek hesabınıza bir bedel yatırıyormuş. Ayrıca, devletin yaptığı işlemlerle ilgili sonsuz bir güven var. Doğrudur, yanlıştır bilmiyorum ama gurbetçilerdeki bu devlete güven duygusunu gıpta ile izlemişimdir hep.
Biz de öyle midir?
İktidarlar, bütün maharetini vatandaşını soymak için kullanır. En başta vergi düzeni adaletsizliklerle doludur. Mücevherden vergi almaz, kur korumalı mevduattan elde edilen geliri vergilendirmez ama her insan için yaşamsal değer taşıyan ürünleri hem de yüksek orandan vergiye tabi tutar. Çünkü, öyle bir geleneğimiz vardır ki devlet halkı için değil, halk devlet için vardır; devlet kutsaldır.
Kutsal olan hile yapar mı? Yapıyor işte…
Çok gerilere gitmeye gerek yok, şu son 6 ayda yaşadıklarımız ibret vericidir ve şeytana diploma verecek ölçüde cin fikirlilik barındırmaktadır.
Seçim nedeniyle Mayıs ayında doğalgazın ücretsiz yapılması, dolayısıyla enflasyon hesabında dikkate alınmaması, böylece bir aylık indirim bedelinin 11 ay için katbekat fazlasıyla tahsil edilmesi kimin aklına gelir? Açlığa mahkum edilen emeklilere ve yıl sonunda aynı akıbeti yaşayacak olan memurlara yapılan seyyanen zam uygulamasındaki oyun içinde oyun dudak uçuklatacak gibi değil midir?
AKP iktidarı, seçim öncesinde en düşük emekli maaşını 7500 liraya çıkardığında milletin bir zil takıp oynamadığı kalmıştı. Oysa, 7500 liraya tamamlanan her miktar hazine tarafından ödeniyordu ve gerçek maaş değildi; yani bir tür sosyal yardımdı desek abartmış olmayız.
“Kök maaş” kavramını da bu vesile ile öğrendik. İktidarın hileleriyle baş edebilmek için her birimiz mevzuat uzmanı kesileceğiz bu gidişle...
Maaşlara zam gündeme geldiğinde, belirlenen artış oranı 7500 lira üzerinden hesaplanmadı, kök maaş üzerinden belirlendi. Böylece, yüzde 25 zam aldığı halde maaşı hiç değişmeyen emekliler ordusu çıktı. İnsan, bu hokkabazlığa şapka çıkarmaz mı? Şahsen ben bu üstün kurnazlık için pes diyorum.
Aynı illüzyonluk becerisi memurlar için de gösterildi. Zam ve üstüne konulan 8 bin 77 lira seyyanen ödeme ile en düşük memur maaşı 22 bin liraya çıkarıldı. Memurların pek çoğu, bu seyyanen zamdan dolayı yılbaşında hiç zam alamayacağını ya da artışın ancak çekirdek parası kadar olacağını bilmiyor. 7500 lira üzerinden yüzde 25 zam alacağını düşünen ancak maaşında bir kuruş dahi fark etmeyen emeklilerin akıbetini şimdi memurlar yaşayacak.
Seyyanen zam, emekliliğe de yansımayacak; çünkü hem ikramiyeleri hem emekli maaşları ilave ücretli maaş değil kök maaş üzerinden hesaplanacak.
2024 Mart ayında yerel seçimler var. Kim bilir yine bir seçim kazanma uğruna ne illüzyonlarla karşı karşıya kalacağız.
Seyyanen sefillik
Kelime ATA
Yorumlar