Başkent’in süper ligdeki tek temsilcisi 102 yıllık koca çınar; başkanıyla, yönetimiyle, teknik kadrosuyla, alt yapısıyla, kulüp çalışanlarıyla tamamen Gençlerbirliklilerin eline geçince daha doğrusu kelimenin tam anlamıyla özüne dönünce benliğine de kavuştu.

Öyle ki bu dönüşünü, süper ligin ilk yarı perdesinin kapanışını, hem de lig üçüncüsü Trabzon karşısında inanılmaz bir futbol resitaliyle yaptı…

Trabzonlu ancak Gençlerbirliği ile özdeşleşen yeni teknik direktörü Metin Diyadin’in ekibi; ilk lig maçında, kendi memleketin takımı karşısında müthiş bir oyun organizasyonuyla tam 4 gol attı, bir o kadar da pozisyon kaçırdı. Karadeniz ekibi de bölüm bölüm Gençlerbirliği’ne ayak uydurup karşılık vermeye çalıştıysa da skor olarak yetişmeye güçleri yetmedi.

Diyadin Hoca, maç öncesi yaptığı açıklamada oyun kurgusunu, topu rakibe verip, onların zaaflarından yararlanmak üzerine yaptığını söylemişti. Maç boyunca da futbolcuları da onun istediklerini harfiyle yerine getirdiler. Son vuruşlarda biraz daha becerikli ve şanslı olsalardı, Trabzon’a farklı bir mağlubiyet tattırmaları işten bile değildi.

Önceki hocaların her maçta Niang diye tutturmalarını anlamak akıl işi değil… İyi ki bu futbolcu cezalıydı da Metin Diyadin aynı hataya düşmedi. Nitekim yetenekli ve birbirleriyle uyumlu oynayan Göktan, Oğulcan ve Tongya üçlüsüne Metehan da eklenince, tam iç sahada oynanması gerektiği gibi bir oyun kurgusu sahneye konuldu. Metehan Mimaroğlu’nu açığa çıkaran Gençler, onun oluşturduğu pozisyonlarla rakip ceza alanına etkili üçlüyü topla buluşturunca çok etkili oldu… Böylece bir maçta attığından fazlasını kaçırdığı pozisyon zenginliği de yaşadı. Bu etkileyici dörtlüye bir de Sekou Koita da olumlu destek sağlayınca ofansif üstünlük, bariz şekilde kırmızı-siyahlılarda oldu. Bunun sonucunda da ilk golü atan Kaptan Goutas hariç, tüm gollerde saydığımız bu 5 ismin katkısı vardı.

Bu önemli galibiyeti sadece 5 futbolcuya mal edersek; 5 kurtarış yaparak, Trabzon’un maça ortak olmamasında büyük emeği olan kaleci Velho ile Kaptan Goutas’ın liderliğindeki savuma oyuncularına haksızlık etmiş oluruz. Rakibin etkili silahları olan Augusto, Muçi, Zubkov ve sonradan oyuna giren Olaigbe ile mücadele etmek öyle kolay bir iş değil.

Sonuçta görev alan tüm futbolcuları, kupa maçıyla takımına müthiş bir dönüş yaptıran ve ilk lig mücadelesinde de güçlü Trabzon’u dize getirerek iyi bir başlangıç yaptıran Metin Diyadin’i, ilk iş olarak futbolcuların alacaklarını ödeyerek moral-motivasyonlarını yükselten Başkan Arda Çakmak’ı ve emeği geçen tüm çalışanları yürekten kutlamak gerekir.

Düşünün yıllar sonra süper lige döndüğünde yeniden oluşturulan ve ilk 5 maçta sıfır çeken bir kadroyla ilk yarıyı son 3 haftada topladığı 7 puanla 18 puana ulaşarak 11’inci sırada tamamlamak son derece büyük bir başarıdır.

Yaptığı icraatlarla Gençlerbirliği ruhunu yeniden oluşturan Başkan Arda Çakmak; ara transferde aynı başarıyı gösterdiği takdirde Başkent’in önemli değerlerinden birini ait olduğu süper ligde kalıcı kılma yolunda iyi bir adım atarak, bu zorlu koşullarda adını unutulmaz başkanlar arasına yazdırabilir.