24 Haziran seçim sonuçları, CHP'de bitmek tükenmek bilmeyen parti içi çatışmaları da yeniden alevlendirdi.

Bir yanda Cumhurbaşkanlığı seçiminde umduğunu bulamayan Muharrem İnce, öte yanda iktidar hayallerinden biraz daha uzaklaşan CHP'nin Genel Başkanlık koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu.

Bir taraf ''değişim'' diye tutturmuş, olağanüstü kurultayı toplama çabasında.

Öte taraf ise, bu çabayı boşa çıkarma hesabında.

Taraflar arasındaki gerginlik ise had safhada.

Başkent kulisleri fokur fokur kaynıyor.

Kim kalacak, kimin hesabı kesilecek?

Onu zaman gösterecek.

Ama bilinen bir şey var ki, CHP'deki iç çatışmaların ateşi kolay kolay sönmeyecek.

CHP'ye gönül vermiş seçmen kitlesi ise gelişmeleri dikkatle izliyor.

Biraz kızgın, biraz yılgın...

Hani hak vermemek de elde değil.

CHP, çok partili siyasi yaşam sürecinde gerçekleştirilen 22 genel seçimde, tek başına iktidara yalnızca bir kere ulaşabildi. Çok partili sistemin ilk seçiminin gerçekleştirildiği 1946 yılında CHP, oyların yüzde 87.3'ünü alarak 435 milletvekili çıkarırken, rakibi DP yüzde 11.6 oy yüzdesiyle 58 sandalyenin sahibi olabildi. Parlamentoya yüzde 1'lik oy oranıyla 5 de bağımsız milletvekili girdi.

CHP, 1946 seçimlerinden bu yana bir daha partiyi tek başına iktidara taşıyacak oyu sağlayamadı. Partinin iktidara en çok yaklaştığı seçimler ise 1977 yılında gerçekleşti. Bülent Ecevit'in liderliğindeki CHP, söz konusu seçimlerde yüzde 41.4 oy alarak sandıktan birinci parti çıktı.

Bu yüzdeyle 450 koltuklu parlamentoda 213 milletvekiline sahip olan CHP, ancak yaptığı transferlerle iktidar olabildi.

Sonraki dönemlerde, parti alışılmış konumuna dönerek, ana muhalefet görevini sürdürdü.

Ve geldik bugünlere.

Yine parti içi iktidar çekişmelerinin tavan yaptığı olası bir kurultay arifesi...

Kılıçlar çekildi.

Kim kazanır bilinmez ama

Umalım da CHP kaybetmesin.