İlginç bir kenttir Ankara….

Öveni de çoktur, yereni de…

Kimi emeklilik hayalleri kurar, kaçıp kurtulmak için,

Kimi gurbet illerde yeniden kavuşmanın hayaliyle bastırmaya çalışır ayrı kalınan günlerin acısını.

Kimilerine göre itici ve sevimsiz,

Kimilerine göre ana kucağı gibi sıcak ve çekicidir Ankara.

Kentin "kötü" olarak nitelendirilebilecek yönleri kişisel tercihlere, yaşam tarzına ve beklentilere göre değişir.

İyi yönleri çoktur Ankara’nın. Sıkça dile getirilen olumsuz yönleri de.

Övgü faslını bir başka yazıya bırakıp, yergilere bir göz atalım.

Ankara sevdalılarının dinlemekten bıkıp usandığı ‘’deniz yokluğu’’ salvosunu bir kenara bırakıp, dillerden düşürülmeyen diğer eksilere yöneltelim bakışımızı:

-Soğuk ve sert kışlar:

Karasal iklimin etkisiyle kışlar çok soğuk ve rüzgarlı geçer.

  • Kış aylarında hava çoğu zaman gri ve iç karartıcı olabilir.

- Gece hayatının sınırlı olması:

  • İstanbul ve İzmir’e kıyasla daha az canlı ve çeşitli bir gece hayatına sahiptir.
  • Alternatif eğlence mekanları veya kültürel etkinlikler sınırlı bulunabilir.

-Monotonluk hissi:

Şehir planlaması ve mimarisi bazı insanlar tarafından "ruhsuz" ya da "renksiz" bulunur.

Gri binalar, geniş ama karakteristik olmayan bulvarlar bu algıyı pekiştirir.

-Trafik ve ulaşım sorunları:

Özellikle sabah ve akşam saatlerinde ciddi trafik sıkışıklığı yaşanabilir.

Toplu taşıma ağı gelişmiş olsa da, metro hatları sınırlı kalabilir.

-Memur ağırlıklı sosyal yaşam:

‘’Memur şehri" imajı yaygındır; bu da dinamik, yenilikçi girişimler ya da yaratıcı alanlarda hareketliliğin düşük olduğu anlamına gelebilir.

-Kuru hava ve nem eksikliği:

Nem oranı çok düşüktür, bu da bazı kişilerde cilt problemleri, boğaz kuruluğu gibi sorunlara neden olabilir.

Yazın sıcak ama kuru havası bunaltıcıdır.

Ankara’nın kimilerince ‘’kötü’’ olarak görülen yanlarını böyle özetlemek mümkün

Ankara’ya yönelik bazı özellikler, kimileri tarafından iyi, kimileri tarafından da kötü birer özellik olarak değerlendirilebilir.

Ankara’yı sevmek veya sevmemek büyük ölçüde kişisel bir konudur,

Sevmeyeni vardır ama seveni de çoktur.

Kimi kaçmak ister Ankara’dan, kimi koşmak ister Ankara’ya…