Hayal dünyasında yaşıyoruz….
Kimileri zengin olmanın, kimileri mutlu bir yuva kurmanın, kimileri doktor, kimileri avukat, mühendis olmanın hayalini kurar.
Ankara’da yaşayanların hayali ise farklıdır diğerlerinden.
Çoğunluk, “Emekliliğe hak kazanıp, sahil kentlerinden birine yerleşmek” diye yanıtlar soruyu.
Büyük kentin gürültülü ortamı, ulaşımdan, kira soruna, hayat pahalılığından, trafik keşmekeşine kadar pek çok neden kentten uzaklaşma hayalinin nedenleri arasında sayılır çoklukla.
Doğrusu haklılık payı da vardır bu düşlerin temelinde
İşte Başkent halkını hayal aleminin esiri yapan bazı nedenler:
Rutine Bağlı İş Hayatı
Ankara, Türkiye'nin bürokrasi ve kamu yönetimi merkezi olduğu için çok sayıda memur, devlet çalışanı ve ofis çalışanı barındırır.
Bu işler genelde sabit saatler, masa başı işler ve rutin içerir. Uzun vadede bu tür bir yaşam, insanlarda "bir gün bu tekdüzelik bitecek" hayali yaratır.
Stresli bir Yaşam
Ankara trafiği, kalabalığı ve büyüklüğüyle strese sebep olabilir. Hızlı yaşam temposu, insanların daha sakin bir yaşam hayali kurmasına neden olur.
Emeklilik, bu tempodan kaçış ve daha sakin bir şehirde veya kasabada yaşama umududur.
Huzur arayışı
Ankara’da yaşayan birçok kişi, daha huzurlu bir yaşam için emekliliği yolunu gözler. Küçük bir bahçeli ev, güneşli ve sıcak bir iklim iple çekilen o günlerin hayallerini süsler.
Emekli maaşı ve Hayat Pahalı
Ankara, Türkiye genelinde çok pahalı olmasa da, emeklilik maaşıyla Ankara’da konforlu yaşamak zor olabilir. Bu nedenle insanlar emekli olduktan sonra bütçelerine uygun bir kentte yaşamak ister. Yaşam koşullarına elverişli sahil kentleri hayalleri süsler.
Ne var ki, yaşam koşullarının ağırlığı, emeklilik dönemine ilişkin hayallerin gerçeğe dönüşmesini engelliyor.
Emekliliği hak etmiş çoğu Ankaralı, hayallerini süsleyen şirin sahil kasabalarını yalnızca fotoğraflarda görebiliyor.
Yaşam koşullarının ağırlığı, hayalleri de yok ediyor.