Risk iletişimine mesajların nasıl verilip alınacağı, çatışmaların nasıl yönetileceği, kararların nasıl verileceği gibi durumlarla ilgili birçok yaklaşım vardır. Değişik yaklaşımların her biri risk iletişiminin değişik açılarını belirginleştirmek üzere geliştirilmiştir. Bunların hepsi değişik kişi, yer ve belki de zaman özelliklerine göre farklı etkiler yapabilir. Sözgelimi çok kullanılan bazı yaklaşımlar günümüz bireyleri açısından eskimiş olabilir.

İletişim süreç yaklaşımında risk iletişim geleneksel iletişim modellerine dayanan bir tür olarak ele alınır. Alıcı kanalından giden mesaj yayan bir iletişin kaynağı vardır. Sözgelimi düzenleyici bir kurum bir kimyasalın topluma olumsuz taşıdığına karar verir, bir haber ajansı yoluyla bir basın bülteni yayınlar, haber ajansı bunu medya tarafından haber oluşturabilecek biçimde basın kurumlarına geçer ve yayınlanan haber okuyucular tarafından konuşulur. Burada düzenleyici kurum kaynaktır. Mesaj ise söz konusu kimyasalın istenmeyen etkiler yaptığıdır. Haber ajansı kanalı oluşturur, yayınlayan basın organı bir diğer kanaldır. Okuyucu kitlesi ise alıcıdır. Burada okuyucunun tutumu çok etkilidir. Sözgelimi yapılan bir çalışma kişisel endişeleri ile ilgili bilgi sağlayan kaynaklara daha çok güvenmektedir (20, 21). Bu nedenle bilgiyi sağlayan kuruma okuyucun güveni çok önemlidir. Kurumun dilinin anlaşılır ve net olmaması, verdiği mesajın birtakım şeylerin gizlemeye çalışıldığı görünümü vermesi, daha önceden toplum güvenini sarsan yaklaşımların oluşu toplum bireylerinin başka kaynaklar aramasına neden olabilir. 'Kanal mesajı alıcının algılayıcı biçim ve özellikte iletmiş midir, alıcının hangi özellikleri mesajın alınmasında etkili olacaktır, geri bildirim yöntemi belirlenmiş midir ve doğru mudur, geribildirimler etkin bir biçimde ve uygun zamanda alınabilecek midir, kuşkulu durumları açıklayacak yeni mesajlar istenilen etkinlikte iletilecek midir?' gibi sorular gündeme gelecektir.

İkinci yaklaşım 80'li yıllarda Amerikan Ulusal Araştırma Kurulu'nun yaklaşımıdır. Kurum risk iletişimini ' İnsan sağlığı ya da çevresel bir risk ya da potansiyel riskle ilgili olarak bireyler, gruplar ve kuruluşların bilgi ve görüş alışverişi yaptıkları etkileşimli bir süreç' olarak tanımlamıştır. Bu tanım bilimsel kuruma teknik bilgi yayarken görüş ve değişik olmayan grupların endişelerini de toplama sorumluluğu vermektedir.