İstanbul'da bir anaokulu öğrencisi öğretmenleri tarafından otizmli olduğu gerekçesi ile mezuniyet törenine dahil edilmedi. Öğrenci, ailesiyle birlikte seyircilerin arasında dans etti. Görüntüleri sosyal medyada paylaşan annesi oğlunun dışlandığını, bir birey olarak görülmediğini ve bunun çocuğunun entegrasyon sürecinde oldukça olumsuz bir etkisi olduğunu ekledi ve duyanlardan yardım istedi.

Bunun bir süreç olduğunu ve oğlunun kaynaştırma saatleri içerisinde bile yardımcı olunmadığı, çocuk için şartların zorlaştırıldığından bahseden anne oğlunun sürekli olarak dışlandığığını belirtti. Durum sosyal medyada duyarlı vatandaşlar tarafından paylaşıldı ve kısa sürede milyonlara ulaştı. Nasıl sonuçlanılacağı ise merakla beklenmekte.

Öncelikle toplumda "hasta" olan kesinlikle engelli bireyler değil bedenen sağlıklı insanların hastalıklı düşünceleridir. Günümüzde pek çok otizmli vatandaşın çalıştığı kafe/işletme mevcut. Bunlardan birisi de Kızılay/ Sakarya Caddesi'nde. Dünya'nın en güzel kafeleri sıralamalarına girmeli! Ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. O öcü gibi gördüğümüz, horladığımız, dışladığımız insanların ne kadar uyumlu ve işlerine dört elle sarılarak çalıştığını görmenizi çok isterim. İnsanı bir sebepten dışlamak ne kadar kolay... Bir hastalıktan, bir engelden, bir aidiyetten. Oysa toplum bütündür ve her rengiyle güzeldir. 

Sizlerle yaşadığım bir olayı aktarmak istiyorum. Bir gün zihinsel engelli bir çocuk ve annesi benim de içerisinde bulunduğum bir otobüse bindi. Çocuk en öndeki koltuğa binmek istedi ve ağladı. Orada 60'lı yaşlarında bir erkek oturuyordu. Çocuğu niye terbiye etmediğini çocuğun annesine sordu. Sanki bunun konuyla çok alakası varmış gibi... Anne tabii çok sinirli, kadının tahammülü kalmamış o yargılayan, acıyan, sürekli bir şeyler tavsiye eden bakışlara. Çocuğa karşı anne sinirleniyor, sus diyor. Çocuk daha da ağlıyor. Çocuk sakinleştikten sonra annenin yanına gidip sorduğumda çocuğun hastalığından daha çok insanların ne kadar yorduğundan bahsetmişti. O an sadece bunun yargılayıcı bakışlardan ötürü olduğunu sanmıştım. Ancak şimdi görüyorum ki hayır, bu o kadar basit değil. Bu dışlanma duygusu iliklerine kadar işlemişti annenin ve çocuğunun.

Bakınız bir anaokulu öğrencisi, yaşıtlarıyla ne zorluklarla kabul olduğu okulunun mezuniyetini bile kutlayamıyor. Ne olmuş yani gösteri de mükemmel olmasa. Çocuk bu çocuk. Ben de anaokulu gösterimde balerindim ve tek eşyam olan asamı kaybetmiştim. Dünyanın sonu muydu? Bence değildi. Zaten bu gösteriler hiçbir zaman bir "Yetenek Sizsiniz" programı beklentisine dönüşmez. Çocuklara özgüven aşılamak, toplum tarafından beğenilmek, varsa potansiyel yeteneklerini keşfetmek ve anı kazandırmak içindir. Tebrikler! Mükemmel bir anı kazandırdınız ailesine de çocuğa da! Üstelik sınıf arkadaşlarına bu zorbalığın ne kadar normal bir şey olduğunu göstermiş oldunuz! Kıvanç duymalısınız!

Engeller, engeller zihindedir. Ancak bu engeller bizlerin kafasındaki tabulardan başka şeyler değildir. Zorba bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz. Eğlenceye, farklılığa, güzelliğe açık çocuklar yetiştirmeyecekseniz verdiğiniz bilginin hiçbir kıymeti yok...