İnsan sağlığı çevre ile genetik örüntüsü arasındaki etkileşimin bir ürünüdür. Kişi daha döllenme anından başlayarak birçok çevresel sorundan etkilenmektedir (1-9)
“İşini sor'' ilkesini getiren Ramazzini’den sonra (3 Kasım 1633 – 5 Kasım 1714) çevre sağlığı konusunda yaptıkları ve aldığı sonuçlarla ortaya çıkan Edwin Chadwick (24 Ocak 1800-6 Temmuz 1890) bir anlamda “çevresini sor “ noktasına getirmiştir. Bu koşulların yarattığı sonuçlar çok geçmeden ortaya çıktı. O yıllarda İngiltere ve İskoçya’da bebek ölüm hızı bin canlı doğumda 150’nin üzerindeydi. 1830 yılında Bolton’daki fabrika işçilerinin ortalama yaşam süresi sadece 17 yıldı. Bu sorunlar 1831 ve 1832 yıllarında ortaya çıkan ilk kolera salgınlarına kadar fark edilmemişti. Bu salgınlardan sonra yazılan raporlar sorunun boyutlarını ortaya çıkarmıştır. Bu raporlardan en önemlisi 1842 yılında Edwin Chadwick tarafından yazılmıştır.
Edwin Chadwick’in 19’uncu Yüzyıl İngiltere’sinde su kaynaklarının ve sanitasyonun geliştirilmesine yaptığı katkı “Sağlıkta Büyük Uyanış'' olarak adlandırılmıştır. Yoksul insanların yaşamları ve yaşam koşulları ile ilgili gözlemleri sonucunda bu grubun sağlık koşullarının iyileştirilmesi için çalışmaya başlamıştır. Hastalıklardan korunmaya olan inancı, onun neredeyse 60 yıl süren sanitasyon savaşını başlatmasına neden olmuştur.
Chadwick hava kirliliğinin bazı hastalıklara yol açtığını düşünüyordu. Kasabaların temizlenmesi gerektiğiyle ilgili fikirleri doğru bir adım olmasına rağmen vardığı sonuçlar çok geneldi. Çeşitli çalışmalar yapmasına rağmen hastalıkların nedenlerini tam olarak açıklayamıyordu. Ancak bu konuda yaptığı çalışmaları daha sonra yapılan birçok reforma öncülük etmiştir.
Edwin Chadwick halk sağlığını, sağlık koşullarını iyileştirme, geliştirme ve “Yoksulluk Yasalarının'' düzenlenmesi çalışmalarıyla tanınmış bir sosyal reformcudur. Chadwick halk sağlığının geliştirilmesinin ve sağlığı korumaya yönelik uygulamaların önemli ölçüde tasarruf sağlayacağına inanıyordu.
Minamata, itai itai vb sorunların nedenlerinin kesin olarak belirlenmesi ancak klinik değerlendirmede çevresel belirli etkenlerden kuşkulanılmasından sonra mümkün olabilmiştir. Dikkat edilirse bu yönlendirme olmadan bu durumlara yol açan nedene yönelik araştırmalar kimi zaman saman yığınında iğne aramaya benzemektedir. Büyük çevre kirliliği salgınlarından sonra Japonya ülke çapında getirdiği düzenlemelerle benzer durumları önleyecek etkili bir sistem kurmuştur.