Anlaşıldı…
Gençlerbirliği tam 4 yıl sonra yeniden döndüğü ve 49. sezonuna başladığı 2025-2026 maratonunda en büyük silahı taraftarı olacak.
Tüylerin diken diken olduğu tarihi gecede, 12. Adam faktörünün ne kadar etkili olduğunu herkes apaçık gördü.
Evet Başkent ekibinde transfer için çok geç kalındı…
Takviyelere savunma hattından başlanması görünürde iyi gibi oldu ama Ulu Önder Atatürk’ün vatanımızı kurtarırken tarihe geçen “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” sözü hiç mi kala alınmadı acaba… Bundan çıkarılması gereken ders, Gençlerbirliği’nin tüm hatlarının aynı anda takviye edilmesi gerektiğiydi. Bu durum yansıması, süper ligdeki ilk 2 maçında kendini tüm çıplaklığıyla gösterdi. Sadece iyi olmak için savunma yetmez… Hani derler ki sonuca ulaşmak için atanın da iyi olması lazım… İyi olmasını bırakın atan mevkisi bomboş… Kadroda 2 santrafor var gibi gözüküyor hem de yabancı futbolcu ama sadece kâğıt üzerinde.
Takımda bir tek kanat oyuncusu var, geçen sezondan kalan Metehan Mimaroğlu… O da nerede oynayacağını şaşırmış durumda… Kanatta oynarsa kime orta yapacak, kime pas verecek… Santrafor mevkisine kaydığında da kendisini besleyecek kişiye muhtaç kalıyor… En iyi partneri Amilton’u kaybetmenin üzüntüsünü derinden yaşıyor. Transferde dünya yıldızlarının peşinde koşan Sayın başkan, avucundaki futbolcuyu takımın bu önemli geçiş süresini daha az sıkıntıyla atlatması için hiç olmazsa bir yıllığına tutmak hiç aklına gelmedi mi?
Haftalardır aynı sözler, santrafor ve kanatlara çok önemli isimler geliyor teranesi bitmeyen senfoniye dönüşmek üzere haberiniz olsun… Haa onların da uyum süreci koca çınarın en pahalı transferi Henry Onyekuru gibi olursa vay hallerine. İşte o zaman Eryaman stadını dolduran 14 bin muhteşem taraftarın yarattığı müthiş ambiyansın nasıl yok olduğuna tanıklık eder ve tribünlerin o dayanılmaz sessiz yalnızlığıyla baş başa kalırlar.
Üstelik fikstür de öyle ahım şahım değil… Haftaya 3’er gollü 2 mağlubiyet almış ve Gençler maçını çıkış olarak gören ağır yaralı Gaziantep deplasmanı ile evinde oynayacağı F.Bahçe ve ardından Ç.Rize yolculuğu… 3 maçta alınabilecek 3 kötü sonuç daha maazallah felaketin habercisi olur.
Yani anlatmaya çalıştığımız olayın gerçek suçluları belli, Başkan ve yönetim… Sakın ola ki kendilerine kurban aramaya kalkmasınlar. Topun ağzında gibi gözüken Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu, kendisine sunulan böyle bir kadroyla bile Antalya maçında neler yapabildiğini tıpkı geçen sezonda olduğu gibi herkes gördü. İstatistikler de ortada… Üstelik takımın emniyet supabı Etebo ve onu takviye için alınan Kyabou da sakatken.
Allah var, yeni transfer Göktan Gürpüz gençliğinin verdiği enerjiyle elinden geleni yaptı… Maçın en çok yorulan ismiydi… Uyum sorununu kısa sürede üzerinden atmış, sahada basmadık yer bırakmadı. Goutas, Thallisson da görev adamı olduklarını gösterdiler. Eskilerden Nalepa, Zan Zuzek ve Samed Onur da maçta sivrilen isimler oldular.