Toplumsal çürüme, inançlar ve kültürel değerler üzerinden başlar.
Türkiye’deki toplumsal çürüme 1980’de ABD yanlısı generaller tarafından yapılan askeri darbe ile birlikte başladı.
Darbeciler darbeyi meşru kılmak için hem kutsalı (İslamiyeti) hem de Türk halkının biricik önderi Atatürk’ü ve ilkelerini kullandı.
Darbeci Evren bir yandan dindarların desteğini almak için mitinglerinde otobüsün üzerinden elinde tuttuğu Kuran-‘ı Kerim'i göstererek destek istiyor; öte yandan laik ve Atatürkçülere de şirin görünmek için ülkenin her tarafındaki okullara, meydanlara Atatürk büstü ve heykelleri yaptırıyordu.
Bu arada Prof. Dr. Hamza Eroğlu’nun lise ve Üniversitelerde okutulan “Devrim tarihi” kitabının ismi de “İnkılâp tarihi” olarak değiştiriliyordu!
Çürüme AKP’nin kuruluşu ile devam etti.
Erdoğan’ın BOP Eşbaşkanı olarak atanması (Kendi ağzından) ve Kürtçe yazılan Kuran ile Batman, Bitlis, Diyarbakır’da seçim propogandası ile sürdü.
Dostlarım;
Çürümüşlük inanç ve değer üzerinden başlayınca kurallar ve yasalar da önemini kaybediyor.
O nedenle “Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz” diyen zihniyetin temsilcisi “Ben AHİM kararlarını tanımıyorum, AYM kararlarına saygı duymuyorum” diyebilme cüretini kendinde görüyor.
Böyle bir anlayışın iktidarında Fırıldak Kubi’ye rahmet okutan, görevden affını isteyen Eski ABB Başkanı İ. M. Gökçek ile Keçiören Belediye Başkanı çakma hukuk diplomalı Turgut Altınok hakkında hazırlanan onlarca suç dosyası hâlâ okunmayı bekliyor! (Altınok, MHP’de siyasete başladı.MÇP’de devam etti, Fazilet Partisi, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi AKP’de siyaset yaptı. Gökçek MHP, ANAP, Fazilet-Saadet, AKP’de siyaset yaptı.)
Son seçimde Keçiören belediye başkanı olan CHP’li Mesut Özarslan belediyede yapılan yolsuzlukları hukukçularına inceletti ve bir suç dosyası hazırlayarak Cumhuriyet savcılığına verdi.
Savcılarının talimat almadan işlem yapıp yapmayacağını bilmiyorum.
Ama çürümüşlük;
Hakkında hazırlanan dosyalar nedeniyle mahkemelerde yargılama aşamasına gelen Aydın’ın Büyükşehir Belediyesinin CHP’den seçilip Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eli göğsüne dokunma olasılığına karşı (!) kadın partiliye rozet taktırdığı Özlem Çerçioğlu’nu AKP’ye üye yapmasıdır.
Çare;
Devletin hukuk ve kuralla yönetilmesidir.