Yıllarca MHP ile özdeşleşen bozkurt sembolü gün geçtikçe Türkçü gruplarla daha da özdeşleşiyor ve insanların aklına artık Ülkücü kişiler değil de Türkçüler geliyor. Bu ideoloji hayatımıza yeni girmiş gibi dursa da aslında tarihi Ülkücülükten çok çok daha öncesine dayanıyor. Günümüz Rusya’sında yaşayan Türklerin ve Tatarların 1905 Hareketi’nin öncesinde ortaya attığı bu düşünceler yankılarını Kafkaslarda ve Balkanlarda buldu.

Sonrasında 1911’de Türk Yurdu Cemiyeti, Mehmet Emin Yurdakul önderliğinde kuruldu, bu yapılanmaya Yusuf Akçura gibi tanınmış kişiler de dahildir. Ancak bu milliyetçilik anlayışlarının bir sorunu vardı, oldukça romantiklerdi ve o günün şartlarını doğru analiz edebilecek reflekslere sahip değildi. Günümüzde İttihatçı düşünce de benzer şekilde eleştirilir, oldukça romantize edilen bir “idealistlik” sunan İttihatçılık, Kemalist milliyetçilikten oldukça farklıydı. Kafalarındaki harita öncelikle çok genişti bu insanların. Atatürk öyle değildi, adım adım ilerlemenin ne demek olduğunu bilen bir dehaydı ve en önemlisi nereye kadar ilerleyip en yüksek başarının elde edilebileceğinin farkındaydı. Misak-ı Milli bu anlamda çizilmiş en gerçekçi üniter devlet haritasıydı. Bu kısa ama yoğun tarihi verme sebebim Türkiye’de milliyetçilik denilince akıllara sadece MHP veya MHP’den ayrılmış partilerin gelmesidir. Ama hayır, bu Türkçü girişimler şimdi yeniden moda olmuş gibi dursa da tarihi çok çok daha öncelere dayanıyor…

Yeni nesil milliyetçilikte benim gözlemlediğim şey ise sentezci bir Türk İslam anlayışına sahip olmamaları. Bu, gençlerin çoğunun dinsiz olduğu anlamına gelmiyor elbette ancak laik değerlere önem veren bir nesil olduğunu vurgulamak gerekir. Bir diğer yandan Orta Doğu’ya dair her şeyden artık genç yaşlarına rağmen yorulduklarını belirtmekte fayda var. Bu yüzden de sentezci bir anlayışı muhtemelen reddeden reflekslere sahipler.

Eskiden bozkurt sembolünün tek bir temsilcisi vardı ve bu temsilci MHP idi, artık ben kimsenin MHP’yi bu sembolle özdeşleştirdiğini düşünmüyorum. MHP kendisini AKP’leştirirken kullandığı sembolün de artık avuçlarından kaymasına şahit oluyor. Türkiye’deki milliyetçilik sekülerleşiyor.