Z kuşağı dünya genelinde protestolara katılmakla kalmıyor, protestoları kendi bakış açılarıyla tekrar yorumluyorlar. Sırbistan, Nepal, Türkiye, Gürcistan... ve daha nice ülkede Z kuşağının bu yıl protestolara öncülük eden yapısı ve protesto kültürleri tartışılıyor. Alışılagelmişin dışındaki sembollerin kullanılması ise bir gelenek halini aldı, ülkemizdeki Saraçhane protestolarında hatırlarsanız Pikaçu figürü dünya çapında ünlü olmuştu ve bir sembol haline gelmişti. Z kuşağının katıldığı hemen hemen tüm protestolarda dünya genelinde Pikaçu figürünü görüyorduk.

Benzer bir şekilde "One Piece Bayrağı" (hasır şapka giymiş kuru kafa) korsanlardan ilham alınan bir bayraktır. Özetle bu bayrak "adaletsiz bir dünya düzenine karşı özgürlük için savaşan korsanların hikayesi" şeklinde aktarılabilir. Uzmanlara göre ise Z kuşağının protesto kültürünü kökten değiştirmesi ve karşı çıktığı şeyi küçülterek adeta dalga geçmesi bu kuşağa özgü bir şey ve güç ilişkilerini kesinlikle yeniden yorumlamamıza sebep oluyor. Üstelik kolektif protesto anlayışının aksine birey olarak kalabalıkta var olmayı başarabiliyorlar. Bir ideoloji Z kuşağını yutmuyor, aksine Z kuşağı ideolojileri yutuyor ve binlerce kişinin katıldığı protestolarda her biri kendi olarak kalabiliyor, kendini adeta yeniden üretiyor.

Korsanlar ise haydut - hırsız rolünden çıkıp bu kuşakta her türlü otoriteye karşı çıkan, zorla bir şey yaptıramayacağınız, başına buyruk ancak ne istediğinden emin bir özgürlük savaşçısına, belki de 21. yüz yıl anarşistine dönüşüyor. Genel olarak görülen ruh hali ise içerisinde güçlü çelişkileri barındırıyor ve bu çelişkili ruh hali de gençleri benzersiz kılıyor. Örneğin mevcut sisteme karşı güçlü bir umutsuzluk var ve değişim isteniyor ancak bu durum gençleri sanıldığının aksine melankolik bir ruh haline sokmuyor aksine eğlenmesine sebep oluyor. Karşı çıktıkları figürler adeta bilgisayar oyunundaki kötücüllere dönüştürülüyor, gençler bu anlamda oyun oynuyorlar ve evet o çok övünülen "gülmek devrimci bir eylemdir"i yeniden yorumluyorlar ancak buruk / gariban bir gülümsemeyle değil kahkaha atarak bunu yapıyorlar. Neticede biz uzun süre ciddi kalmayı sıkıcı bulan bir kuşağız. (Uzun süre= 5 dakikadan uzun zorunlu ciddiyet bu kuşakta kalıcı hasarlar bırakabiliyor.)

Genel olarak bu protestolarda 3 temel motivasyonu gözlemliyoruz: adalet arayışı, yaşam biçimine müdahaleye karşı çıkış ve son olarak yolsuzluklara karşı mücadele... Bu kuşak doğduğu andan itibaren hatırlarsanız "bunlar apolitik" diye kodlandılar ancak bu başından beri yanlıştı, bu sistemin bizi dönüştürmek istediği kişilikti ve ters tepti. Z kuşağı inanılmaz politik bir kuşak ve hep söylüyorum, bizlerin anne babaları yani sevgili Özal nesli, biz değil siz apolitiksiniz. Bu arada apolitik de bence yanlış anlaşılıyor, apolitiklik de politik bir duruştur ve ağzımızın tadı bozulmasıncılık oynamaktır ve kişisel görüşüm sadece apolitik bir kuşağa neoliberal sistem kabul ettirilebilir. Z kuşağı apolitik değildir dolayısıyla bu çarpık sistemi kabul edecek bir doğaya da sahip değildir. Bunun dışa vurumunu daha pek çok ülkede farklı sembollerle göreceğiz gibi duruyor.