Ben tanık olmadım ama birkaç kişiden duydum;
Birbirlerini tanımayan, yalnızca internet üzerinden iletişimde bulunan bir grup, Kızılay, Sıhhiye, Cebeci, Bahçelievler gibi kentin merkezi yerlerinde bir araya gelip, topluca gökyüzüne bakma, sürekli olarak ayakkabılarını çözüp bağlama gibi garip eylemlerde bulunuyor, sonra da dağılıyormuş.
Bu eylem, 'flashmob' olarak adlandırılıyormuş.
Pandemi nedeniyle ara mı verildi bilemem…
Bu tür eylemlere ilişkin kulağımıza çalınan yeni bir bilgi yok…
Belki, umulan ölçüde 'ilgi çekmediği' için uzun süre önce vazgeçildi.
Doğrusu bana da pek cazip gelmedi…
Dikkat çekme uğruna kim bilir kaç kişinin boynu ya da beli tutulmuştur…
Fazla da irdelememek gerek…
Vardır bir bildikleri…
Aslında günlük yaşamda tanık olduğumuz o kadar garip eylemler var ki…
İlgi çekme dürtüsü mü?
Ayarı kaçmış muziplik mi?
Nasıl adlandırmak gerekir bilemem…
Örneğin, belediye temizlik işçilerinin gece yarısını çoktan aşmış saatlerde çöp konteynerlerini boşaltmaları sırasındaki bağrışmaları…
Atıkların yüklendiği araçtan yükselen motor sesi bile daha hoş geliyor kulağa…
Uykudan uyanıp da pencerelere koşanların sayısına bakılırsa ''flashmob''çulardan daha ses getirici bir eylem olduğu kuşku götürmez…
Bir de içinde bulunduğumuz döneminin eylemcileri var…
Pandemi döneminin…
Onlar daha çok bireysel hareket ediyor…
Maske konusunda garip bir anlayışları var…
'Çene altı' modası çok yaygın…
Bir o kadar da tehlikeli…
Yalnızca modaya ayak uyduranlar için değil, onlardan uzak durmaya çalışan 'maskeliler' için de…
Bir de 'jiletçiler' var…
Arabesk müziğin esrarengiz büyüsüne kapılıp da vücudunu kasap vitrinine çevirenler…
Olağanüstü dönem nedeniyle coşkulu konserler tatile çıkınca, sahnelerin yerini kent parkları aldı…
Geçenlerde alış-veriş dönüşü botanik parkında görmüşler bizimkiler…
Banklardan birine tünemiş…
Bir elinde jilet…
Vur ha vur…
Bir normali yakalayabilsek…
Evde, sokakta, çarşıda, pazarda…
Her şey güzel olacak…
Hem de çok güzel…