Başkent takımları için süper ligin bitimine 3 maç kala (Hafta bile diyemiyoruz. Çünkü 9 ile 16 Mayıs tarihleri arasında tam 3 maç yapıp sezonu bitirecekler) durumlarına uygun söylenecek en uygun şarkı 'Ateşteyiz Ateşte' olabilir.
Hayır mı, şer mi bilmem ama, bu şarkı bulundukları yer itibariyle hem Ankaragücü hem de Gençlerbirliği için cuk oturuyor.
Oysa Ankaragücü'nde Hikmet Karaman ve Gençlerbirliği'nde ise Özcan Bizati dönemleri başlangıç olarak yüreklere ümit ışığı yakmıştı.
Hele Ankaragücü'nde Hikmet Karaman ismi bambaşka bir etki yapmıştı. Çünkü Sarı-Lacivertliler tam üç kez en kritik dönemlerinde bu teknik adamı göreve getirmiş ve hoca adeta mucizelere imza atarak takım lige tutunmuştu.
'Geçmişte yapılanlar gelecekte yapılacakların teminatıdır' sözü doğrultusunda, buna yakinen tanıklık yapmış biri olarak ben de bu umudu taşıyordum.
Her şey çok güzel başlamıştı. İlk 10 haftada alınan 5 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 yenilgiyle 18 puan elde edildi. Bir başka değişle bu rakam o güne kadar oynanan 22 maçta alınan puanlarla eşitti.
Ancak ne olduysa son 5 haftada oldu. İstanbul'da Beşiktaş ile 2-2 berabere kaldıktan Ankaragücü, 31.haftada çıktığı ateş hattına geri döndü. Beşiktaş beraberliği, her ne kadar olumlu yönde anlam taşıdıysa, Eryaman'da çantada keklik gibi görünen Denizli karşısında hiç beklenmeyen 2 puan kaybı o kadar olumsuz etki yaptı. Zaten Ankaragücü bu beraberlikten sonra üst üstte 3.yenilgi alarak kendini potanın içinde gördü.
Bana göre bunun en önemli sebeplerinden ilki; futbolcuların Beşiktaş beraberliğinden sonraki Denizli maçına 'Biz kurtulduk' rehaveti, ikincisi de Gençlerbirliği maçında sakatlanarak takımı yalnız bırakan golcü Börven'in yokluğu. Bunun yanına bir süre neden sıralayabiliriz; pandemi belası, sakatlıklar, cezalar, futbolcuların mental yorgunlukları vb…
Hatta çok beğendiğim halde, Hikmet hocadaki performans düşüklüğü… Son Başakşehir maçında takımın düşüşünü yani gol geliyorum tehlikesini maç seyreden herkes gibi görüp önlem alabilseydi belki de Ankaragücü'nün işini bu kadar zora sokmazdı. Çünkü bu maçtan alınacak 1 puanın kıymeti çok büyüktü. Hoca, maç sonu konuşmasında da 'Buradan alınacak 1 puanla kalan 3 maçta belki bize 1 galibiyet ve 1 beraberlik yetecekti ama şimdi en az ikisini kazanmak zorundayız' diye bunu gösterdi.
Evet son beş haftada aldığı 2 puanla elindeki tüm kozları tüketen Ankaragücü'nün oynayacağı Fenerbahçe, Kasımpaşa (Deplasman) ve Alanya maçlarından en az 2 galibiyet çıkarmak zorunda.
Ya iki haftadır aldığı yenilgilerle sondan ikinciliğe adeta çakılan Gençlerbirliği de Özcan Bizati ile başlangıçta yakaladığı havayı iyi değerlendiremedi. Kırmızı-karaların durumu hemşehrisi Ankaragücü'nden daha zor… Tehlike hattının üzerindeki takımla arasındaki puan farkı 4… En iyimser tahminle Gençlerbirliği, deplasmanda oynayacağı Karagümrük ve Trabzon ile içerdeki Göztepe mücadelelerinden 7 puan almak durumunda.
Tablo bizim modumuzu düşürüyor ama durum açıkça gösteriyor ki, iki Başkent ekibinin işi mucizeye kalmış gibi… Dileriz ki her iki ekip zoru başarırlar da başkent, süper lig takımından yoksun kalmaz.