Her seçim sonrası görmeye alışık olduğumuz manzaradır;
Bir tarafta sevinenler,
Öte tarafta yüzleri asık insanlar.
Seçim sonuçlarının ülkemize ve insanlarımıza hayırlı olmasını dileyelim ve üzerinde durmak istediğimiz asıl konuya gelelim.
Yani, işin vaatler bölümüne.
Seçim geride kaldı, ama vaatler önümüzde duruyor.
Bekleme süreci başladı bile.
Umarız verilen sözler tutulur.
Sorunlar ülkesinin insanları olmak, doğrusu geleceğe dair umutlarla birlikte yaşam sevincini de alıp götürüyor.
Dış politikada yaşanan olumsuz gelişmeler, ekonomi alanında yaşanan sıkıntılar, bir türlü üstesinden gelinemeyen kentsel sorunlar çözüm beklerken, seçim meydanlarında dile getirilen bazı vaatler, insanları içine düştüğü karamsarlıktan uzaklaştırmaya yetmiyor.
Örneğin Millet Kıraathanesi uygulaması.
Bu konuda Ankara'nın en hızlısı Keçiören Belediyesi oldu.
Basında yer alan haberlere göre Fatih Kütüphanesi'nin alt katına açılan Kıraathanede vatandaşlara ücretsiz Wi-fi, günlük gazete, dergi hizmetleri sunulmaya başlanmış.
Ayrı bir okuma bölümünün de yer aldığı kıraathanede vatandaşlar farklı türlerden kitapları da bulabiliyorlarmış.
Vatandaşlara çay ve poğaça da ikram ediliyormuş.
Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, mekanın ücretsiz olacağını, yalnızca öğrencilere değil, halka da açık tutulacağını söylüyor.
Dileyelim de, proje amacına ulaşsın.
Ülkelerin okuma oranlarına ilişkin istatistiklere bir göz atıldığında, kitapla insanlarımız arasındaki mesafenin umut kırıcı noktalarda olduğunu görüyoruz
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) 2016 yılı verilerine göre Türkiye, kitap okuma oranında dünyada 86'ncı sırada, yoksul Afrika ülkeleriyle aynı kategoride yer alıyor.
TÜİK'in bir araştırmasına göre ise Türkiye'de kitap, ihtiyaç listesinin 235'inci sırasında bulunuyor.
Dünyada kitap için kişi başına harcanan para ortalama 1,3 dolarken, bu rakam Türkiye'de çeyrek dolar seviyesinde kalıyor.
Durum böyle olunca, uygulamaya yönelik beklentiler de azalıyor.
Umarız, ikramlar tükenirken, kitaplar raflarda tozlanmaz.
