Okurlardan bir süredir Brent Petrolün varil fiyatının 63 dolarlara düşmesine karşın Türkiye’de akaryakıt ürünlerinin litresinin 45 TL seviyesinden neden gerilemediği yönündeki soruları yine arttı.
Akaryakıt ürün fiyatlarının gerilemesi hakikaten çok zor. Hatta Brent 35 dolarlara gerilese bile akaryakıt ürünlerinin 20 TL seviyesine gelmesini kimse beklemesin. Çünkü, istasyon sahibi kazanmasa, rafinerici kazanmasa, nakliyeci kazanmasa dahi akaryakıt, devletin litrede yaklaşık 20 TL vergi aldığı bir ürün.
Temel nedenlerini daha önceki yazılarımda da dile getirmiştik. Yine aktarayım.
Akaryakıt ürünlerinden elde edilen KDV ve ÖTV tutarları açıkçası maliyenin önemli gelir kaynağını oluşturuyor. Hatta size bir özel bilgi vereyim:
İstasyon sahiplerinin oluşturduğu bir sendikal yapı var. Adı EPGİS (Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası). Bu sendika, sayıları 38 civarında olan akaryakıt dağıtım şirketleri ile istasyon sahipleri arasında tampon görevini yerine getirmeye çalışıyor. İstasyonlara yansıtılan kar marjlarından tutun da istasyon sahiplerinin yaşadığı bütün sıkıntıların kamu kesiminde çözümüne kadar.
Aynı zamanda kaçak akaryakıtla da mücadele eden bu yapının yöneticileri Hazine ve Maliye Bakanlığına akaryakıt kaçakçılığı ve akaryakıt faturaları üzerinden şirketlerin KDV açığını kapatma yolunu önlemek için yüzde 20 olan KDV oranını yüzde 1, eksiltilen oran kadarı da ÖTV oranına ekleyerek yüzde 19 yapılması teklifini de yaptı. Kaçakçılıktaki sıkıntılardan kendileri daha çok rahatsız oldukları için bu fikrin sahipleri olarak önerileri, maliyenin önemli geliri olan KDV kaybı oluşacağı endişesiyle uygun görülmedi.
Buradaki gelir Maliye Bakanlığı için o kadar önemli ki; bakanlık daha sonra çok daha farklı bir yöntem izledi. ÖTV oranını yüzde 200’ün üzerinde bir artışa çeviren düzenlemeyi getirdi. Böylece ÖTV zamları aynı zamanda AB ve Türkiye’de uygulanan akaryakıt fiyatlarının karşılaştırılması konusunda da önemli değişiklikler meydana getirdi.
ÖTV’ye ilişkin önemli değişikliklerin ilki 29 Haziran 2024 tarihinde litre başına benzinde 9,45 TL ve motorinde 8,86 TL olarak uygulanırken, beş gün sonra 3 Temmuz 2024 tarihinde benzinde ÖTV yüzde 19,47 artırılarak 11,29 TL’ye çıkarıldı. Daha çok tüketilen motorinden daha fazla gelir elde etmek için motorinin ÖTV’si hazirana göre yüzde 19,526 artırılarak 10,59 TL’ye yükseltildi.
Maliye’nin gelir hesabı bununla da kalmadı. Geçen yılın Aralık ayının son gününde yeniden ÖTV artışı yapıldı. 31 Aralık tarihinde yapılan ÖTV artışı ile benzin temmuz ayındaki artışa ilave olarak yüzde 6,1 artışla 11,982 TL’ye çıkarıldı. Motorinin ÖTV’si ise Aralık ayında temmuzdaki artışın üzerine yüzde 6.04 artışla 11,23 TL yapıldı. Böylece 2024 yılının son 6 ayında 3 kez ÖTV artışına gidildi.
Kısaca bir litre benzindeki ve motorindeki maliyeti söyleyeyim:
Ürün adı |
Rafineri çıkış fiyatı TL/M³ |
ÖTV TL/M³ |
Gelir payı (EPDK) TL/M³ |
Satışı (KDV’siz) TL/M³ |
KDV Lt TL/M³ |
Satışı (KDV’li) TL/M³ |
Benzin |
20.015,17 |
11.981,9 |
36.40 |
32.033,47 |
6.406,69 |
38.440,16 |
Motorin |
20.994,46 |
11.232,7 |
36.4 |
32.263,56 |
6.452,71 |
38.716,27 |
Gerçekleştirilen ÖTV oran değişikliklerinin üzerine KDV’nin de eklenmesiyle litre başına akaryakıt maliyetleri hem bireysel tüketicileri hem de ticari faaliyetleri olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla artan ulaşım maliyetleri pek çok farklı sektöre fiyat artışı olarak yansıyor.
Anlayacağınız akaryakıt ürünlerinde gerileme öyle Brent Petrol rakamlarına göre olmuyor.
Akaryakıt hayır için parasız olarak dağıtılan sebilden alınsa dahi litresine 20 TL ödeyeceksiniz.