İstanbul Tabip Odası geçen hafta Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi önünde "Sağlık 2 dakikaya sığmaz" diyerek bir eylem gerçekleştirdi. Doktorlar basın açıklamasında hükümetin sağlık politikalarının hekimlere büyük bir iş yükü getirdiğini vurgularken, "Sağlıklı olma hâlini değil sağlıksızlığı, daha çok hasta başvurusunu önceleyen bu anlayışla yönetilen sağlık sistemi toplumun nitelikli sağlık hizmeti alma hakkını ve hekimlik değerlerini yok saymaktadır" ifadelerini kullandı.

Bir hastaya ayrılması gereken ideal muayene süresinin en az 20 dakika olması gerektiğini hatırlatan doktorlar: "Ancak buna rağmen ülkemizde birçok hastanede bu süre 10 dakikanın altına, hatta 5 dakikaya inmiş durumda. Bu randevular, bugün Göztepe Şehir Hastanesinde olduğu gibi, hekimin isteği ve bilgisi dışında MHRS sistemi üzerinden açılmakta, hekimin hastasına yeterli zaman ayırmasına, halkın nitelikli sağlık hizmeti almasına engel olmakta" diyerek tepkilerini ifade ettiler. Hastalara çağrıda bulunan doktorlar, "Sağlığınız 2 dakikadan daha kıymetlidir, sağlığınıza sahip çıkın" diye de ekledi.

Ülkemizde “Şehir Hastanesi” adıyla topluma sunulan, kamu-özel ortaklığının yap-kirala-devret modeliyle yaptırılan ve işletilen hastaneler sorun yumağıdır. Her ne kadar bu hastaneler kamu hastanelerinin kavuşacağı yeni ve modern binalar olarak tanıtılsa da bu yöntemle yapılan ve işletilen hastanelerin “kamu” ile ilgisinin olmadığı açıktır. Şehir hastaneleri kamu adını kullanarak küresel sermayeye yeni ve büyük bir kaynak aktarmanın aracıdır. Kamuoyu sağlık alanında yeni bir özelleştirme ile karşı karşıyadır.

Şehir hastanelerinin hizmet sunmaya başlamasıyla birlikte gerek bu hastanelerde görev yapan hekimler ve sağlık çalışanları, gerekse de hasta ve hasta yakınları tarafından birçok yakınma dile getirilmektedir. Bu yakınmalar arasında şehir hastanelerinin şehrin dışında yapılmış olması nedeniyle hem hastalar/hasta yakınları hem de hekimler ve sağlık çalışanları açısından ulaşım sorunlarına yol açması, şehir hastanelerinin tasarımının yataklı tedavi hizmetleri sürecine uygun olmaması, teknik alt yapının yetersiz ve kalitesiz oluşu, yönetimde iki başlılık yüzünden sorunların çözülmek yerine sürüncemede kalması, hastane binasının anormal büyüklüğü ve bölümler arasındaki mesafelerin uzaklığı nedeniyle sağlık hizmetinin bütünselliğinin ortadan kalkması;  buna bağlı olarak hasta bakımının aksaması, eğitimsiz ve yetersiz sayıda personel çalışması da önemli sorun başlıkları...

Şehir hastaneleri modeli hangi ihale modeliyle yapılırsa yapılsın çağdaş, bilimsel, halkın ihtiyacını karşılayacak bir hastane modeli değildir. Şehir hastanelerinde sağlık çalışanlarının karşılaştıkları sorunlar hem hasta güvenliğini hem de çalışan sağlığı ve güvenliğini tehdit eder niteliktedir. Şehir hastanelerinde çalışan hekimler ve sağlık çalışanları mutsuzdur. Çalışan çok sayıda doktor, meslektaşlarının büyük bir kısmının yurt dışına gittiğini, oralarda çok memnun olduğunu dile getirirken: "Çok çalışıyoruz. Emeğimizin karşılığını ne güler yüzle ne de bir teşekkürle alabiliyoruz. Üstüne bir de bizi ülkeden kovmaya çalışan kadir bilmez yöneticilerle her gün birlikte çalışmak zorunda kalıyoruz" diyor.

Şehir Hastanesi’nde görevli bir doktor, kontrol edilen hastalara verilen "devam eden randevuların" bir sabah iptal edildiğini, bunun yerine 2-3 dakikaya bir randevu konulduğunu fark ettiklerini söylüyor. Doktor, muayene sürelerinin giderek aşağı çekilmesi hastaların randevu bulamamalarının önüne geçmek için üretilen çözümlerden birisi belki ama "Hastalar randevu bulsa bile, dertlerine derman bulamıyor. Bu geçici bir çözüm.”diyor."Kaldı ki 2 dakikada hastaya merhaba bile diyemiyoruz. 2 dakikada ne yapılabilir diye düşünüyorum. Bu ülkede 2 dakikada bir otobüs bile geçmiyor. Göz, kadın doğum, göğüs hastalıkları ve çocuk hastalıkları gibi bir sürü serviste bu uygulama oldu." diyerek ekliyor…

Bakan Koca ise, "2 dakika uygulaması söz konusu değil. Anlık bilgi işlemde, dijital ortamda güncellemeyle birlikte düşen bir iki dakika aralıklı bir görüntü servis edilerek adeta bir iki dakikada hasta muayene ediliyormuş algısı oluşturuldu. İlgili hastane açıklamayı yaptığı halde bunlar söylenmeye devam edildi" dese de: İstanbul Tabip Odası, sosyal medyada İstanbul Kadıköy'deki Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi'nde hasta muayene sürelerinin 2 dakikaya kadar düştüğüne yönelik paylaşımda bulundu.

İstanbul Tabip Odası, Koca'nın sağlık sistemindeki sorunlarının sorumlusu olarak randevusuna gelmeyen hastaları gösterdiğini öne sürmesine tepki göstererek: Yeni sistemle birlikte yaşanacak sağlıkta şiddet vakalarından Koca'nın "sorumlu olacağını" belirterek şu ifadelere yer verdi:"Sağlık Bakanlığı’na tekrar hatırlatalım: Nitelikli bir sağlık hizmeti verilebilmesi için hastalara ayrılması gereken muayene süresi en az 20 dakikadır."Muayene süresini kısaltma, çalışma süresini uzatma, randevusuz hasta muayenesinin önünü açma gibi yöntemler çözüm değil, sağlık sisteminden kaynaklı sorunları halkın ve doktorun sırtına yüklemektir. Bunun sonucu tükenmişlik, şiddet, hekim göçü ve halkın sağlık hakkının gasp edilmesidir."

"Bir şekilde tutunuyoruz işimize. Ama bir taraftan da acaba ne yapabiliriz diye düşünüyoruz. Başka bir şey yapmayı bilsek onu yapacağız. Ama hayatımız okumakla, tıpla geçtiği için başka bir şey yapmayı da bilmiyoruz."diyerek meslek etiği ve vicdanı arasında sıkışıp kalan başka bir doktorun bu söylemi durumun en yalın ifadesidir bana göre…