‘‘Doğru, sarsılır ama yıkılmaz.’’ ‘‘Sözü söyle alana, kulağında kalana. ’’Kim saparsa yalana, dolana, talana…‘‘Sel gider kumu kalır’’ demiş ya atalar… Sabreden derviş muradına erermiş. “Hayat dikensiz bir gül bahçesi değil.’’ Önemli olan, o dikenlerle yaralanmadan elimizdeki güllerden keyif alabilmek değil mi? Demirel’in sözüyle ‘‘Dün dündür bugün de bu gün.’’ Var mı bunun başka bir izahı !.Mizah istemez izah !!!

Şair Seyrani demiş ki:“Allahın emrine muti'im dersen Resulün emrine itaat eyle. Helal haram demez bulduğun yersen; müminlik sözünden feragat eyle…’’

42 yıldır yazdığım yüzlerce yazıdan kimi sözleri seçtim. Bir kolaj yaptım. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin altı ciltlik Farsça eseri Mesnevî’de , ‘‘Ağızdan bir kere çıkan söz, yaydan fırlayan ok gibidir.O ok gittiği yerden geri dönmez, seli baştan bağlamak gerek.Sel önce bir kere coşup da etrafı kapladıktan sonra dünyayı harabetse şaşılmaz”, der.“Baş ne düşünürse ayak o tarafa gider”miş, dedim.Kim kime dum duma: Söyler misiniz? Kime DUM, Kim DUMA?”Boğaz dokuz boğumdur” demişse atalar/ neden hep konuşuyor ağzı olanlar? Savaş mı, barış mı? Atatürk’ümüz; ‘‘Yaşamsal zorunluluk olmadıkça savaş cinayettir” demiş. Bu da böyle biline…

İnsanlık huzursuzluk çağında emperyalizmin kucağında yaşıyor ! “ Görecek günlerimiz var(SA) daha, sığınalım Yaradan’a: Ama ihlasla ve samimiyetle…”

‘‘Halde gör düşte gör,sen önce kendini gör”

“Yaşa yaşa GÖR temaşa; Neler gelirmiş gülmeyen başa…”

“Koyma akıl,oyma akıl” la geleceğimiz nokta bu, ho haaaaa huuuuu !!!

Türkiye bir günde üç dört kez gündem değiştiren olaylara gebe bir ülkedir. Yıllardan beri bu böyledir. Nedeni nedir? Siyasetin eseridir. Siyasetçinin şark kurnazlığıdır. Adı üzerinde, kurnazdırlar. İster taksi şoförü veya manav olsunlar, ister işadamı veya siyasetçi, mutlaka her konuda "yeterince birikim" sahibidirler. Çoğunun aldığı eğitim, yetersiz ve kalitesizdir. ‘‘Hayat üniversitesini’’ bitirmekle övünerek, komplekslerinden saldırganlık üretirler. Kendilerini "halktan biri" ve "çoğunluğun temsilcisi" olarak göstermeye bayılırlar.En büyük özelliklerinden biri "pratik zekâlı" olmalarıdır.Çünkü önemli olan şey; teori değil pratiktir.

Örnekleyelim; ülkemizde şark kurnazlığının siyaset alanındaki yansımasını en iyi anlatanlardan biri Aziz Nesin olmuştur. 1961'de yazdığı Zübük (kitabını okumadıysanız ya da 1980'de çekilen ve başrolünü Kemal Sunal'ın oynadığı filmi izlemediyseniz, şiddetle tavsiye ederim), on yıllar, belki de yüzyıllar boyunca yaşadıklarımızın bir özeti gibidir…

Dün söylediğini bugün reddetmekte, yarın bambaşka şeyler söylemekte hiçbir beis görmez onlar.Üstelik kendilerince laf cambazlığı yaparak, birbiriyle çelişik sözlerini aynı anda savunma alışkanlığından da vazgeçmezler.Sonuçta son çeyrek yüzyılda yaşadığımız her olayda kavga toplumu olmakta bir yarar olmadığını, özellikle siyasetçilerin her seçim döneminde yaşadıklarına ve yaşattıklarına tanık olduğumuz bu süreçte bu açmazlardan kurtulmalarını diliyorum…