Mahalle komşuluklarının, dostluklarının, arkadaşlıklarının, yardımlaşmaların var olduğu dönemlerde fal merakı, çok yaygındı.

Önünüze gelen köpüklü kahveyi yudumlayıp, geride telve kısmı kaldığında fincanı iki yana sallayıp, tabağa ters tarafından koymak adetti.

Tabii önce içinden bir dilek tutmak, fal baktırmanın olmazsa olmazıydı.

Genç kızların, delikanlıların fala bakan kişiden duymak istedikleri şey, içlerinden geçirdikleri ''o da beni seviyor mu?'' sorusunun yanıtıydı…

Fala bakan kişi, genellikle duruma olumlu tarafından yaklaşır, bazen de sonu aydınlık olan geçici bir karanlık dönemden söz ederdi.

Fala bakan kişinin fincanda kurumaya yüz tutmuş telveyi uzun uzun inceleyip, söze ''yüreğin kabarmış'' diye başlaması ya da ''sana büyük bir kısmet var'' diye umut saçması neredeyse adettendi.

Söylediklerinin inandırıcı olması için de fincanın içinde çeşitli şekiller almış telveyi gösterip ''atı görüyor musun '' At kısmettir.'' diyerek söylediklerinin inandırıcılığını güçlendirirdi.

Falına bakılan ise, telvenin aldığı şekli hiçbir şeye benzetemese de '' Evet, evet. Hem de şaha kalkmış bir at'' sevinciyle, falcının sözlerini teyit ederdi.

Ana-babalar ise daha çok okul çağındaki çocuklarının sınıftaki durumunu öğrenmek isterdi.

Geçecek mi, kalacak mı?

Bir merak konusu da evlilik çağını çoktan aşmış kız çocuklarının geleceği ile ilgili olurdu.

Kızı için fal baktıran anne söylenenlere dikkat kesilir, falcının dudaklarından dökülen kalıplaşmış ''Aaa. Seninki bohçasını toparlasın. Yüzük görüyorum'' sözleri üzerine mutluluktan kanat takma noktasına gelirdi. İçinden de ''İnşallah'' demeyi ihmal etmezdi.

Bazı kadınların evliliklerinin ilerleyen yıllarında kocalarının çapkınlık peşinde koşup koşmadıklarını öğrenmek için samimi oldukları kapı komşusu arkadaşına fal baktırdığı da sıklıkla görülen bir yöntemdi.

Fal bakanın, ''Gönlünü ferah tut'' sözleri, dinleyenin yüreğine su serper, eşine karşı duyduğu kuşkudan dolayı üzülürdü bile.

Şimdilerde fal baktırmak da sorun oldu…

Meraklılarının sayısı azaldığından değil, kahve fiyatı astronomik ölçülere ulaştığı için.

Kimin aklına gelirdi ki, fal baktırıp da zamlanmadan önce bir iki kilo alıp istif etmek.

Ama kahve falından başka fallar da var.

El falı, bakla falı, iskambil falı gibi…

Tabii bir de burç falı.

Son dönemlerde epey revaçta…

Kahvenin yerini almış durumda….

Hem öyle, ''Kardeş, yüreğin kabarmış'', ''Üç vakte kadar yüklü bir para geçecek eline'' diye klasik ''ninnilerle'' başlamıyor bu fal.

Güzel başlayıp, güzel bitiyor.

Arada bir, ''Bu burçta olanlar için zor bir yıl olacak'' gibi moral bozucu ifadelere de yer veriliyor ama, sonunda refah ve huzura kavuşmanızı ''Tasarrufa ve sağlığınıza dikkat ederseniz'' gibi şartlara bağlayan müjdeler de veriliyor.

Sahi, 2022'de neler bekliyor bizi…

Keşke bir fincan kahve olsa…