Başkent’in Trendyol 1. Ligdeki tek temsilcisi Emre Gökdemir İnşaat Ankara Keçiörengücü, hem yaptığı transferler hem de ilk maçında Hatay karşısında deplasmanda aldığı çarpıcı sonuçla dikkat çekmişti.

Bu durum Ankaralı futbolseverleri olduğu kadar doğrusu beni de sahasında oynayacağı İstanbulspor maçı için oldukça heyecanlandırmıştı. Öyle ya Başkent’in koca çınarları transfer için zorlanıp kılı kırk yararken Keçiörengücü Başkanı Sedat Tahiroğlu bir çırpıda 15 futbolcuya imza attırmıştı. Acaba Galatasaray’a verdikleri Barış Alper Yılmaz’ın olası transferinden gelecek yüzde 20’lik paya mı güveniyordu diye düşünmedik değil. Ancak başkanın geçen sezonu düşme hattının biraz üzerinde tamamlamasından ağzı yanmış olacak ki takımın büyük bir bölümünü değiştirerek transferin en hızlı ekiplerinden biri olmasını, yapılan takviyelerin de büyük çoğunluğun 1. Ligde oynamış ve oldukça tecrübeli futbolculardan seçilmesinden dolayı biz bunu süper lige direkt olarak çıkma niyetine bağladık.

Elbette teknik direktör Sedat Ağçay’ın yeni transferlerin uyumu konusunda işi zor, biraz da zamana ihtiyacı var… Ancak Hatay maçında geri dönüşü, mükemmel bir oyunla gerçekleşmesinde kontratakların efendisi Ezeh’in büyük payı vardı. Rakip ağlarına gönderdiği 4 vuruştan ilk 2’sinin az farkla ofsayta takılmasına rağmen yılmadı ve gücünü sonuna kadar kullandı.

İstanbulspor gibi tecrübeli ve son yılların başarılı ekibinin, Ezeh’e karşı özel önlem almaması da beklenmezdi. Ona geniş alan bırakmadılar, kaçırdıklarında ise sert faulle (sadece Ezeh’e 5 faul yapmaları da Sedat Ağçay hocanın hakemlerin rakiplerinin taktik faullerine karşı etkisiz kalmalarından yakınmasını doğrular nitelikteydi) durdurmaktan çekinmediler, fazla şut şansı da tanımadılar. Ayrıca konuk takım, rakibinin en önemli silahını durdurmakla yetinmedi. Ofansta da oldukça etkiliydi. Keçiörengücü’nün genç kalecisi Mehmet Erdoğan’ın sadece ilk 45 dakikada 4 net pozisyonda yaptığı kurtarışlarla takımını ayakta tuttu. 25’ten sonra baskıyı biraz olsun kıran mor-beyazlılar, yavaş yavaş oyunda dengeyi de sağladı. İkinci yarıda ise rakibine fiziksel üstünlük kurmasına rağmen, bu kez de rakip kaleci İsa’yı geçemedi.

Mor-beyazlıların başarıya ulaşabilmesi daha açıkçası hedeflediği süper lige yükselmesi için deplasman mücadelelerinde süratli futbolcularla başarıyla sergilediği geçiş oyununu, iç sahada da geliştirmesi, farklı organizasyonlar uygulaması, kanat ya da merkezde; uzun top, dripling, kontratak ve set hücumu gibi oyuncuların becerilerine uygun seçenekler üzerinde çalışmalıdır.

Yoksa geçen sezonlarda olduğu gibi dış sahada elde edilen kazanımların; kendi evinde rakiplerin sert savunması, hakemlerin kötü yönetimi gibi faktörler yüzünden alınacak başarısız sonuçlarla kolayca harcanması kaçınılmaz olur.

Konulan hedefe ulaşılmak isteniyorsa, Emre Gökdemir İnşaat Ankara Keçiörengücü için Aktepe stadının geçilmez konuma getirilmesi ve rakiplerin yüreğine korku salınması gerekir. Bunun da gerçekleşmesi için çok çalışılması öncelikli iş olmalıdır.

Yoksa kim istemez ki Başkent’in süper ligde birden fazla temsilcisinin olmasını.