Tamam camiada teknik direktör Hüseyin Eroğlu’nun kredisi çok…
Çok mütevazi bir kadro ve ara transferde son derece isabetli ucuz ve nokta transferlerle Gençlerbirliği’nin hiç ummadığı bir sezonda 4 yıllık süper lig hasretini bitirmeyi başaran hocanın, ilk 4 maçta sıfır çekmesi, bu krediye bir opsiyon tanınması gerekliliğini de haliyle ortaya koyuyor.
Bence bu opsiyon, milli hafta arasından sonraki 3 maçta 1 puan alabilmiş Ç.Rize maçında alacağı sonuca göre ya bitecek ya da Eryaman’daki Eyüp maçına kadar uzayacak. Bu işin birinci konusu…
Diğer konu nasıl olur da 1. Ligde iken daha az bütçeyle bu kadar isabetli ve dinamik oyuncular bulan transfer komitesinin süper ligde böyle çuvallaması… Kimse “ne kadar ekmek o kadar köfte” deyiminin ardına sığınmasın, futbolu adeta rafa kaldırmasına karşın hala “yıldız” futbolcu kaprisindeki bir Henry Onyekuru’nun aldığı ücret ortada.
Yoksa tüm bunlar; yatıp kalkıp, takıma “dünya yıldızı getireceğiz” hezeyanındaki başkanın gönlünü hoş tutma sevdasından mı kaynaklanıyor.
Bunlar takımı neredeyse yarım asra yakın bir süre yöneten rahmetli İlhan abiden hiç mi feyz almamışlar… En iyi sonuçları; başarıya aç, yetenekli gençlerden oluşturduğu kadrolarla elde ettiği gibi parlattığı futbolcuları 4 büyüklere vererek kulübün yaşamını kimseye muhtaç olmadan sürdüren, bırakın borçlanmayı kasasını hep dolu tutarak, en iyi çalışma koşullarını yaptırdığı mükemmel tesislerle sağlayan İlhan Cavcav’a neden “efsane başkan” unvanı verildiğinden bihaberler…
Hiç düşünmemişler, İlhan abi, acaba bu yeni transferlerden kaç tanesini alırdı. Yok nerede… Tüm dertleri asla ulaşamayacakları dünya yıldızlarının hayali transferlerini yapmak. Ama bakın şimdi Başkan Osman Sungur ve transfer komitesi, işi gücü bırakmış vaziyeti kurtarmak, sönmeye yüz tutmuş yıldızları parlatabilmek için var güçleriyle üflemekten boğazlarını feda edecek durumdalar.
Hüseyin hocanın hataları yok mu? Elbette var…Haftalardır yazıp söylüyoruz, sana süper lig kapısını inanılmaz performansıyla açan futbolcuların başında kaleci Erhan Erentürk varken Gökhan Akkan’daki bu ısrar niye… Sadece o mu? Yenilen goller şöyle bir hatırlansın en az 3-4’ünde, sol bek Pereira’nın kademe hatası, geriye dönememesi neden olmuş. Al kaleciyi, vur sol bekine, açığı kapatamayan stoperine…
Tamam anladık, Etebo’nun sakatlanmasıyla Gençlerbirliği’nin merkez orta sahasındaki direği kırılmış durumda… Ona takviye olarak da alınan Kyabou da sakatlandı, belki de daha iyileşmeden, çaresizlikten Fenerbahçe karşısına çıkarıldı ama o da dayanamadı maçı terk etti.
Bir de haklarını yemeyelim, 2 maçtan FİFA Kokartlı Atilla Karaoğlu’nun ilkinde VAR, ikincisinde orta hakem olarak, kendisini kurallardan habersiz diye suçlayan Hüseyin Eroğlu’nu cezalandırma sevdasıyla net 2 puanlarının yendiğini de bir kenara not edelim.
Hüseyin Eroğlu’nu seviyoruz, hocalığını da takdir ediyoruz ama şu milli maç arasında bir silkinip kendisine gelmesini de istiyoruz. Yoksa üzerine yapıştırılmaya çalışılan o çirkin etiketten kendisini ömrü billah kurtaramaz.
Biliyorsun hocam, dost acı söyler.