Antibiyotikler canlıya zarar vermeksizin bakterilerin üremelerini engelleyen ya da onları öldüren maddelerdir. Bu etkilerini hücre zarına, bakteri duvarına ya da bakterinin üreme döngüsüne etki ederek gösterirler. Antibiyotikler virüsleri etkilemez. Bu nedenle nezle, grip vb. virüs nedenli hastalıklarda kullanılmaları etkisiz hatta zararlıdır.

Antibiyotikler kimi bakteriler ya da mantarlarca doğal olarak salgılanabilmekte, ya da yapay olarak üretilmektedir. Bu ilaç grubu kimyasal yapılarına göre gruplandırılırlar. Bunlar; penisilinler, sefalosporinler, makrolitler, kinolonlar, karbapenemler, monobaktamlar, aminoglikozitler, glikopeptitler, tetrasiklinler, sulfonamitler, rifampin, oksazolidinonlar, streptogramin vb olarak sınıflandırılabilir. Bu ilaç gruplarındaki bazı antibiyotikler tehlikeli bazı yan etkileri nedeniye artık kullanılmamaktadır.

Antibiyotiklerin geliştirilmesi bakteriler ve enfeksiyonlarla savaşta tam bir devrim etkisi yapmıştır. Öncü madde penisilindir. Bu madde ilk antibiyotiktir ve 1928 yılında Alexander Fleming tarafından keşfedilmiştir. Hastalarda kullanımı 1940'lı yılların başlarında mümkün olmuştur. Günümüze kadar birçok antibiyotik geliştirilmiştir.

Her antibiyotik her bakteriye etkili değildir. Bu nedenle, antibiyotikler etkene ve enfeksiyon türüne uygun biçimde seçilerek kullanılmalıdır.

Bakteriler çok hızlı çoğalan minicanlılardır ve değişime uğrayarak daha önceden etkilendikleri antibiyotiklerden etkilenmeyecek bir özellik kazanmaları mümkündür. Bu özelliği, kalıtsal yapılarında ortaya çıkan ve mutasyon denilen değişikliklerle kazanırlar. Buna direnç kazanma denir. Bakterilerin direnç kazanmasında antibiyotiklerin yanlış ve gelişigüzel kullanılması en önemli nedeni oluşturmaktadır. Antibiyotiklerin reçetesiz satılabilmesine bağlı olarak gereksiz antibiytik kullanımım özellikle virüs etkenli hastalıklarda etkisiz oldukları halde kullanılmaları antibiyotik direncinin yaygınlaşmasına neden olur. Antibiyotiğe direnç çok etkili bir antibiyotiğin artık etkisiz duruma gelmesine neden olur.

Antibiyotik direnci hastalık tedavi etkinliğini azaltıp daha farklı ve yeni antiyotiklerin kullanılmasını zorunlu kıldığından hastanın tedavi süresini ve maliyetini çok artırır. Geliştirilen yeni antibiyotiklerin doku ve organlar üzerindeki olumsuz etkileri de daha fazla olabilir.

Antibiyotik direncinin önlenmesi ve etkinliğinin korunması için:

-Hekim önermeden antibiyotik kullanılmamalıdır.

-Hekimin önerdiği antibiyotik yeterli dozda ve önerilen süreyi tamamlayacak biçimde kullanılmalıdır.

Antibiyotiklerin hekim önerisi dışında kullanılmalı tehlikeli sonuçlara da yol açabilir. Özellikle hamile, bebek ve çocuklarda hekim değerlendirmesi olmaksızın asla kullanılmamalıdır.