Her ekonomistin sıklıkla vurguladığı gibi yatırımcı çeken dolayısıyla ülkeye bir refah artışı sağlayan temel faktör aslında ülkedeki güven ortamıdır. Yatırım yapmak için bu güven ortamının sağlanması hayati bir önem taşımaktadır. Refah bazında bu konuya bakmamızın sebebi ise aslında temelde döviz kurları ile doğrudan ilişkilendirilebilir. Peki bu güven ortamı sağlanamaması yani seçimlerin ikinci tura kalması durumu ne gibi bir olay örüntüsü yaratır?

İkinci tur söylemi aslında varoluşu itibariyle bir güvensizlik ortamı yaratmaktadır. İstikrarsız ilerleyen bir sürece sıklıkla işaret eden ikinci tur, en iyi ihtimalle sadece iki haftalık bir zaman diliminde bir muhattap sıkıntısı sunarken 'istikrarlı istikrarsızlık' durumunda ise çok daha güvensiz bir ortam yaratmaktadır. Bundan neyi kastediyoruz ve bir yatırımcı neye dikkat eder? Öncelikle o ülkedeki güven ortamı ve demokrasi endeksleri o ülkeye girecek sıcak para konusunda oldukça belirleyicidir. Demokrasi paydaşlarına bu konuda ötekileştirmeyen ve yarınlar konusunda kaygı yaratmayan bir tutumla yaklaşmalıdır. Bu konu sadece yatırım yoluyla bir akışı değil aynı zamanda turizm gelirlerini de doğrudan etkilemektedir.

Her vatandaş gibi ben de döviz kurlarının geleceği durumu merak etmekteyim. Mevcut süreç yatırımcıya ne kadar güven veriyor ve daha da önemlisi verecek? Bunların hepsi parmağımızla işaret etmemiz gereken konulardır. Vatandaşın yaşam kalitesini doğrudan etkileyecek bu süreçte nasıl bir tavır takınılacağına dikkat çekmek istiyorum. Belirsizlik ortamında istikrarsızlığın olabildiğince en aza indirilmeye çalışılması vatandaşın doğrudan artı hanesine yazılacak girişimler olacaktır.

Özellikle yabancı yatırımcı bazında baktığımızda bir ülkeye yatırım yapabilmesi için belirli ekonomik ve politik koşulları önceliklediğini görmekteyiz. Örneğin keyfilik bunların başında gelmektedir. Hiçbir yatırımcı ertesi gün ne olacağını kestiremeyeceği bir ülkeye yatırım yapmak istemez. Hukuk sistemini bilmek ve keyfi kararlar alınmadığına emin olmak ister. Eğer mevcut şartlarda bu taleplere kulak veremezsek yine sürecin faturasının kesileceği kişiler vatandaşlarımızdan başka hiçkimse değildir.

Seçimlerin ikinci tura kaldığı mevcut durumda da bu güvensizlik ve belirsizlik ortamı kaçınılmazdır. Tahribatın en aza indirilebilmesi açısından istikrar önemsenmeli, yatırımcıya ihtiyaç duyduğu güven - demokrasi ortamı ve muhattabına keyfi tavır sergilememek şartı ile sağlanmalıdır. Öncelediğimiz yegane şey tartışmasız bir şekilde vatandaşın refahıdır.