Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, yaptığı yazılı basın açıklamasında şöyle diyor:
''Türkiye'nin gençlerinin önünde önemli bir seçim var. Bu seçim, geçmişte bırakmak istediğimiz kısır ve ötekileştirici tartışmalarla bütün kaynak ve enerjimizi çöpe atmak mı? Yoksa insan haklarının korunduğu, hep beraber ve adilce zenginleştiğimiz bir gelecek inşa etmek mi? Dedikodu ve trollüğün iktidarı mı? Yoksa emeğimizin para ettiği, üretimiyle ve bilimiyle konuşulan bir Türkiye mi?''
CHP'li vekil, ardından da ''Bu seçenekler arasında bize mutluluğu hangisinin getireceği çok açık.'' Şeklinde konuşuyor.
Gökçen, mutluluğa giden yolun adresini bile veriyor.
Veriyor ama bazılarının hala kafasını kurcalayan ''acaba''lardan kendini kurtaramamış oldukları da geçmiş dönemlerden edinilen tecrübelerle sabit.
Bizde ''oy'' kuşaktan kuşağa aktarılan bazı alışkanlıklar gibidir.
Örneğin, baba, Galatasaray taraftarıysa, çocukları da sarı-kırmızıya gönül vermiştir.
Beşiktaşlıysa ''kartal'', Fenerbahçe'li ise ''kanarya'dır o aile fertlerinin gönlünde yatan.
İstisnalar vardır ama genelde böyledir durum.
Bilinçli, ya da bilinçsiz,
Doğru ya da yanlış kolay kolay kopmaz alışkanlıklarından.
Vazgeçmez fikri sabitlerinden.
Bu durum siyasette de kendini net bir biçimde gösterir.
Genelde baba hangi partiyi tutuyorsa, eşi ve çocukları da aynı paralelde gider.
Babanın yolu aydınlık mıdır?
Orasını pek düşünmez…
Bakar ama görmez..
Tıpkı aldatılan koca gibi:
Adam, eşinin kendisini aldattığı düşüncesiyle, bir dedektif kiralar.
Dedektif günlerce iz sürer.
Notlar alır.
Sonunda kadının eşini aldattığına kanaat getirir.
Aldatılan adama, gidip raporunu, sunar.
Adam rapora inanmaz, ''gözlerimle görmem lazım'' der.
Bunun üzerine dedektif, aldatılan kocayı da alıp, eşinin birlikte olduğu adamın evinin bulundu binaya götürür.
Bekleme süresi uzun sürmez.
Akşam olup hava karardığında evin ışıkları yanar.
Aldatılan kocanın eşi, bir başka adamla dans etmektedir.
Dedektif, tam ''İşte kendi gözlerinizle gördünüz'' dediği anda evin ışıkları söner…
Aldatılan koca ''Tüh be, yine bir şey elde edemedik' der:
Siyasette de benzer bir durum vardır.
Aldatılmamak için ''Tüh be'' saflığında olmamak gerekir.