Uzun süren hasret, sona erip de sıcak ve bol güneşli havalara kavuşunca, sızlanmalar da içerik değiştirdi.
“Donuyoruz’’ yakınmaları yerini, “vur dediysek öldür demedik” söylenmelerine bıraktı.
“Haziranda böyle olursa, temmuzu, ağustosu düşünmek bile istemiyorum’’ nankörlükleri eksik kalır mı?
Kalmaz tabii…
“Aman susun, kemiklerim daha yeni yeni ısınıyor’’ yollu çıkışlar da az değil elbette.
35 derece sıcaklığı yeterli bulmayıp, boğazlı kazakla dolaşanlar da…
Kış aylarında gelen astronomik ölçekli doğal gaz faturalarını hatırlayanlar aşırı sıcak havalara yönelik söylenmelerini az da olsa frenliyor.
Sıcaklardan bunalanların yakınmaları da Ankara’nın ayazı hatırlandığında şiddetini azaltıyor.
“Ah’’larla, “of’’lar çarpışadursun, biz, insanların hem fiziksel hem de zihinsel yorgunluğa neden olabilecek aşırı sıcaklar karşısında az da olsa rahatlamaları için bazı etkin önlemleri sıralayalım:
Serinleme Tüyoları:
-Bol su için: Terle birlikte kaybedilen sıvıyı mutlaka yerine koyun.
-Açık renkli ve pamuklu kıyafetler tercih edin.
-Gündüz saatlerinde dışarı çıkmamaya çalışın Perdeleri kapatarak evi serin tutmaya çalışın.
-Hafif yemekler tüketin: Su oranı yüksek sebzeler ve meyveler (karpuz, salatalık, domates vs.) hem serinletir hem de ferahlatır.
Sıcak ve soğuk tercihleri bazen olmadık sonuçlara yol açabiliyor.
Fıkradaki gibi:
Şehirlerarası yolculuk yapanlar arasında yer alan yaşlı kadın, muavine seslenir:
“Kapatın şu camları donuyoruz.”
Muavin, camları kapatır.
Bu kez de yaşı ilerlemiş bir erkek yolcu tepki gösterir:
“Acın şu camları yanıyoruz”
Muavin ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bakınırken, Yaşlı kadın ve adamın isteklerine sinirlenen sürücünün sesi yükselir:
“Kapat oğlum camları adam ölsün. Sonra da yeniden aç kadın ölsün.’’
İnsanları memnun etmek zor…
Aşağı tükürsen sakal,
Yukarı tükürsen bıyık misali…
Sıcak hava bir dert,
Soğuk hava daha da büyük bir dert.