Hırvatistan’ın birincilik için favori olduğu daha 3’üncü maçında aldığı 2 galibiyet ve 1 beraberlikle herkes tarafından kabul edilen D grubundaki mücadelede gözler, EURO 2024 finalleri için Almanya’ya alınacak 2.bilete çevrildi.

Ermenistan ile evimizde oynamadan önce o bilet için ibre, yüzde 80 oranında bizden yana görünüyordu. Ermenistan’ı ve Letonya’yı deplasmanda, evimizde ise Galler’i yenmiş, Hırvatistan’a yenilmiştik. 4 maçta topladığımız 9 puan ile liderlik koltuğuna kurulduğumuz gibi, yendiğimiz takdirde rakibimiz ile aradaki puan farkını 6’ya çıkarıp, bileti kapma oranımızı da yüzde 95’lere çıkaracaktık.

Güvendiğimiz 3 santraforumuz 2 sol bekimiz sakattı. Ne olacaktı ki rakip Ermenistan’dı görüşü de futbol camiasına hakimdi. Sonuçta onları evinde yenmiştik.

Ama daha düne kadar milli kadroya alınacak nitelikteki sporcularımızın, kendi takımlarında düzenli süre alamamalarından yakınan değerli hocamız Stefan Kuntz, yurtiçi ve yurtdışında top koşturan, süre alan ve formda oyuncular varken bir kısmını Ermenistan maçı kafilesine çağırmadığı gibi aldıklarını da ilk onbirde görevlendirmediği gördük. Bir de şaşkınlık verici futbolcu tercihleri nedeniyle kolayı zora soktuğuna tanıklık ettik. Formsuz ve takımlarında dahi forma bulamayan futbolcuların yanı sıra elinde Şenol Güneş’in çok güvendiği ve performansı ile Beşiktaş’ta görev verdiği Onur Bulut varken, çakma solbek yaratarak oyuna onunla başlamanın nasıl bir mantığı olur onu da pek çözemedik.

Sakın yanlış anlaşılmasın o mevkide görevlendirilen Cenk Özkaçar’ı asla suçlayamayız. Evet çok talihsiz bir hatası sonucu gol yedik. Böylesi her futbolcunun başına gelebilir. Bu durumlarda tek suçlu oyunu okuyamayıp, gerekli müdahaleleri yapamayan teknik direktördür. Yine yakaladığımız pozisyonları santrafor eksikliği yüzünden değerlendiremediğimiz apaçık ortadayken, elindeki olan tek silah Bertuğ Yıldırım’ı 80 dakika kenarda unutmak da ne demek.  O gencecik futbolcu, oyuna girdikten 8 dakika sonra attığı ve senin hemen gidişini engelleyen golü izleyip sevinirken yüzün hiç mi kızarmadı?

Önümüzde çok kritik 3 maç var. 12 Ekim’de Hırvatistan (D), 15 Ekim’de evimizdeki Letonya ve 21 Kasım’da Galler (D) maçları var… Buna karşın rakibimiz Ermenistan’ın içerde ve dışarda oynayacağı Hırvatistan, Letonya (D) ve Galler olmak üzere 4 maçı daha bulunuyor. Bizim sadece Letonya’yı yenmemiz pek yetmeyecek gibi gözüküyor. Hırvatistan ve Galler deplasmanlarından da puan ya da puanlar çıkarmamız şart. Ermeni lobisinin bırakın Avrupa’yı tüm dünyadaki etkinliğini bilmeyen yoktur. İş masaya kaldığında Türkiye üzerinde oynanacak oyunlarda kimin galip çıkacağını sizin rahatlıkla tahmin edeceğinizi de biliyorum.

Atalarımızın, “Dere geçerken at değiştirilmez” sözüne rağmen, böyle bir gruptaki ilk ikinin Almanya’daki finallere, böyle bir duruma kadar getirmişken, stres altındaki bir hocanın bunu kaldıramama riski yüzünden katılamazsak büyük fiyasko olur ve bu utancı bize yaşatanlar nasıl hesap verirler bilemem… Dış mihrakların oyunu da ayrı bir tehdit unsuru…Onu için topun ağzına kadar gelmiş Milli takım hocası Stefan Kuntz için çok acil bir şekilde karar verilmeli. Çünkü değişimin yarar getirmesi için elimizi çabuk tutmalıyız. Önümüzde sadece bir aylık süre bulunmakta.

Şampiyona tarihlerine göz gezdirdiğinizde gerek dünya gerekse Avrupa şampiyonlarında bugüne kadar bir Yunanistan (2004 Avrupa Şampiyonluğu) dışında mutlu sona ulaşanlar bunu hep yerli hocayla gerçekleştirmişler. Türkiye de futbol tarihinde tüm başarılı sonuçlarını hep yerli hocalarla elde etti. Guus Hiddink ve Mircea Lucescu gibi kariyerli yabancıların bile bize hiçbir başarı sağlayamadıkları da gün gibi ortada.

Bizim ülke olarak dışa bağımlılıktan kurtulmak için her alanda “Yerli ve Milli” faktörlerini hep ön planda tuttuğumuz ve gittikçe daha çok önem verdiğimiz de bir gerçektir. Bu yüzden eğer değişim olacaksa da “bizi bizden daha iyi anlayan biri olmaz” düsturu ile yola çıkıp; aidiyet duygusuyla hareket eden yerli bir hocayı başa getirmek gerekir.

Bu ismi son zamanlarda çok dillendirilen Abdullah Avcı mı olur bilemem. Karar verici değilim ama onun da milli takım geçmişine bakmakta yarar görüyorum.