Ey yüce rabbim, 115 yıllık koca çınarı kimlerin ellerine bırakmışsın…

Biz, 45 senelik meslek yaşantımızda kimleri gördük, nelere tanıklık ettik…

2009-11 tarihleri arasında devrin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in büyük oğlu Ahmet’in Ankaragücü başkanlığı, yargı tarafından yok hükmünde sayılması sürecinde, gereksiz borçlanmalarla kulübü adeta bir batağa sürükleyen Gökçek ailesine 100 milyon borç çıkarıldı. Ancak ne hikmetse bu alacak bir türlü tahsil edilemedi. Ve aynı adam, Başkent ekibinin 2.lige düşmesinin ardından, takımdan yardımını hiçbir zaman esirgemeyen halefi Mansur Yavaş’ı hiç yüzü kızarmandan “uğursuz-bereketsiz, Ankaragücü’nü düşürdü” diye eleştirmekten çekinmiyor.

Ne yazık ki biz, bu eski filmin yeni versiyonunu Türk futboluna ve Ankaragücü’ne yaşattığı o talihsiz “yumruk” vakasının başrol oyuncusu Faruk Koca döneminde izledik ve galiba artçılarını da izlemeye devam edeceğiz.

Ankaragücü’nün yasaklı ama tek yetkilisi konumundaki bu zat, maalesef tüm ipleri elinde tutmuş durumda…

Bir kere yasal hiçbir yetkisi olmamasına rağmen “Yeminli Mali Müşavir” edasıyla kulübün mali tablosunu resmi olarak açıklayabiliyor.

Kendinden o derece eminki, seçilecek yönetimin ne yapıp ne yapamayacağını bile söyleyerek adeta aba altında sopa gösteriyor… Önce “Ben ve İsmail Mert Fırat, Ankaragücü başkanlığına seçilecek yönetimden takımımız süper lige çıkana kadar şahsi alacaklarımızı istemeyeceğiz” diye ağza bir parmak bal çalıyor, sonra da “Tek şartım, başkan adayı olanların 500 milyon lirayı kulübün kasasına koymak için genel kurulu yani kendisini ikna etmesi” diye de ayaklara pranga vurmayı da ihmal etmiyor.

Diyelim ki Faruk Koca’nın bu şartını kabul edecek birisi, şahsi borçları merak etmeyecek mi? Öyle ya Faruk Koca, İsmail Mert Fırat’ın 11 aylık dönemde 860 milyon lira verdiğini açıklıyor da kendi alacağını niye sır gibi saklıyor demeyecek mi? Acaba bu şahsi alacak miktarı, seçimi kazanacak kişinin Faruk Koca’ya olan tavrına göre mi eksilip, çoğalacak. Orası da tam bir muamma…

Bu açıklamalar bile Başkent ekibinin borç durumun beklenenden de çok vahim olduğu apaçık ortaya koyuyor. Bu özellikle son seçimdeki etkinliğiyle dikkati üzerlerine çekerek, gerçek taraftarın umudu ve Ankaragücü’nün sigortası konumuna yükselen Bağımsız Ankaragücü Delegeleri Platformunun işini oldukça zorlaştırıyor. Ancak onlarsız bir çözümün olmayacağını da işaret ediyor.

Bir kulübün tüm kaderi bir tek kişinin elinde olması ne kadar garip ve üzücü değil mi? 115 yıllık şanlı bir tarihe sahip koca çınarın içine düştüğü şu zavallı durum, ne kadar acınacak bir hal değil mi?

Zaten bu yasaklı ve tek yetkili kişinin tavır ve davranışları yüzünden daha önce başkanlık için adaylıklarını bir şekilde açıklayanlar, bir bir kenara çekilmeye başladılar. Ortada bir tek eski başkanlardan Mehmet Yiğiner’in adı dolaşıyor. O da borçların net bir şekilde ortaya çıkmasını bekliyor.

Allah, bu talihsiz koca çınarı, futbol aklından yoksun kişilerin ellerinden kurtarsın… Amin.