Geçtiğimiz günlerde Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mız vardı, kutlu olsun! Yeri gelmişken çocukların konumunu konuşmalıyız. Gerçi bu konu için yerinin gelmesini beklemek oldukça mantık dışı, her zaman yeri ve zamanıdır...

Öncelikle çocuk istismarının artarak devam ettiği haberini sürekli yazıyoruz. Bu oldukça korkunç bir normalleşme, çocukları korumak her yetişkinin en asli görevidir. Bu konuda pedegogların bazı tavsiyelerini paylaşmak istiyorum, çok kötü bir senaryo ancak bu durumda ne yapılması gerek konuşulması gerek. 

Öncelikle çocukta radikal bir sessizleşme, herhangi bir temasta (elinizi ona yaklaştırdığınızda mesela) ürkme durumu var mı? Çocuğun kendi normalinin dışındaki bir davranış kesinlikle dikkat çekmeli. Çünkü bir istismar durumu olmasa bile akran zorbalığı başta olmak üzere pek çok şeye maruz kalıyor olabilir. Bu durumda nasıl yaklaşılmalı?

Öncelikle çocukla onun hizzasında konuşmak oldukça önemli, çocukla eşit fiziksel gelişime elbette sahip değiliz, bu da çocuk üzerinde hiyerarşik bir ilişki yani bir otorite yaratıyor. Dizlerinizin üstüne çökerek oldukça sakin bir ses tonuyla konuşulduğunda ve "Seni anlıyorum, sana yardım etmek istiyorum." gibi cümlelerle çocukta güven ortamı oluşturulmalıdır.

Tekrar altını çizerek belirtmem gerek, bu sadece istismar durumlarında değil aynı zamanda çeşitli zorbalıklara maruz kalmış da olabilir. Mutlaka radikal bir davranış değişikliğe gerek duymaksızın arada "Benimle paylaşmak istediğin bir şey var mı, okulda, mahallede her şey senin için yolunda mı?" gibi yoklamalar kesinlikle yapılmalıdır.

Çocukların çıkmayan sesi olmanın her vatandaşın ilk ve en önemli görevi olduğunu hatırlatmayı bir ödev biliyorum.