Değil. Türk kadınının bedeni her hafta başka bir konu başlığı ile gündeme geliyor. Kimi zaman nasıl giyinmeliyiz, kimi zaman saat kaçta eve girmeliyiz, kimi zaman nasıl doğurmak gerek... Sürekli sormadığımız sorulara cevap alıyoruz. Fikrinizi merak etmiyoruz, inanın umrumuzda da değil ancak birkaç konuya açıklık getirmekte fayda var.
Bu aralar sürekli konuşulan bir doğum oranı "problemi" var. Efendim ben size izah edeyim neden gençlerimiz evlenip çoluk çocuk sahibi olmuyor yahut olamıyor... Paraları yok. Düğün falan da değil mesele sadece her şey çok pahalı. Evlendin, evini kurdun diyelim mucizevi bir şekilde... Bir bebek bezi kaç para, çocuğun dershane parası, yeme-içme-giyinme... Enflasyonun olduğu yerde bilinçli insanlar çocuk yapmaktan kaçınırlar. Her bilinçli anne baba adayı çocuğunu iyi bir ortamda büyütmek ister. Peki bu ekonomide bu mümkün müdür?
Hangi anne baba çocuğunun istediği bir şeyi almamak ister veya gözü bir şeyde kalsın ister? Hiçkimse. Böyle bir ortamda bilinçli insanların çocuk yapmaktan kaçınmasından daha doğal ne vardır? Hiçbir şey.
Bu sebepleri tamamen bir kenara bırakalım. Gerçekten çocuk yapmak istemiyor da olabilirler, yapamıyor olabilirler. Bu çiftler dışında kimseyi ilgilendiren bir konu değildir. Keramet doğurmakta değil bakmakta aslında, bakabilmekte... Genç nüfusumuzla sıklıkla övünürken bu oranın birden bire böylesine düşmesinin sorumlusu gençler değil, ülkenin içerisinde bulunduğu politik ve ekonomik durumdur.
Yapıcı çözümler arıyorsanız hayat kalitesini yükseltin. Gençler geleceğe umutla bakarlarsa ancak çocuk sahibi olmak isterler. Soruyu yanlış sorarsanız doğru bir cevap almanız mümkün değildir.
Bir diğer yandan kadınların perspektifi sürekli gereksiz eleştiri oklarına maruz kalıyor. Aile içi şiddetin bu kadar yoğun olduğu bir ortamda, özellikle İstanbul Sözleşmesi'ne dönmediğimiz, kadınları koruyamadığımız bu coğrafyada bırakın biriyle evlenmeyi kadınlar artık birileriyle tanışmaya bile korkuyorlar. Manyağın birinin denk gelme ihtimali oldukça yüksek haberler ortada...
Adım adım ilerleyelim... Önce kadınların güvenliğini sağlayın, sonra yaşam kalitesi ve hayat pahalılığı hakkında yapıcı adımlar atın. Halen beklediğiniz oran yoksa o zaman bu konuyu konuşuruz. Daha ilk adımlardaki sorunları çözmeden on adım sonraki "sorunu" hedef alırsanız ne sebebi ne sonucu anlayabilirsiniz.
Son olarak bir aile çocukları yoksa da bir ailedir. Kedi köpek bakımı üstleniyorsa da bir ailedir. Yalnız bir anne veya yalnız bir babaysa da ailedir. Çocuksuz insanları böyle hırçınca adeta "beceriksiz" gibi göstermek sadece kaba değil aynı zamanda hadsizdir.
Bu kadar kadın cinayeti, çocuk istismarı, ekomomik bunalım, liyakatsizlik, işsizlik haberini aldıktan sonra sahi ne bekliyordunuz?