Büyüğü, küçüğü fark etmiyor.
Korkusu yüreklere öylesine sinmiş ki, küçük bir sarsıntı bile yetiyor kalplerin küt küt atmasına…
Yakın geçmişteki acılar gelince akla korku daha da artıyor.
Konya’da önceki gün meydana gelen ve Ankara’da da hissedilen 5.2 şiddetinde olduğu belirlenen deprem, bastırılmaya çalışılan korkuları yeniden körükledi.
Daha, bir öncekinin acısı dinmemişken meydana gelen deprem can kaybına neden olmadı ama korku ve endişenin yanı sıra zihinlerde de ‘’acaba’’ sorularını’ çağrıştırdı.
Bilimsel veriler, Ankara’nın, çok sayıda can kaybının yaşandığı bölgelere oranla deprem riskinin daha az olduğunu gösteriyor.
Ancak Ankara’nın da tamamen deprem riski dışında olmadığı, başkentte de tarihsel süreçte çeşitli büyüklüklerde depremler yaşandığı biliniyor.
İşte Ankara ve çevresinde meydana gelmiş bazı önemli depremler:
1. 1938 Kızılcahamam Depremi
Tarih: 19 Nisan 1938
Büyüklük: 6.6 (MW)
Merkez üssü: Kızılcahamam (Ankara’nın kuzeyi)
Etki: Ankara’da ve çevre köylerde ciddi hasar oluşturdu. O dönem için önemli bir depremdir.
2. 2005 Bala Depremi
Tarih: 20 Aralık 2005
Büyüklük: 5.7 (ML)
Merkez üssü: Bala (Ankara’nın güneydoğusu)
Etki: Ankara kent merkezinde de hissedildi. Panik yarattı ancak büyük yıkım olmadı.
3. 2007 Bala Depremleri (Deprem Serisi)
Tarih: 2007 yılı boyunca (özellikle Temmuz)
Büyüklük: 4.0–5.5 arası değişen deprem)
Etki: Bala ilçesinde ve çevresinde hafif hasarlara yol açtı, halk arasında tedirginlik yarattı.
4. 2020 Akyurt Depremi
Tarih: 23 Ocak 2020
Büyüklük: 4.5 (ML)
Merkez üssü: Akyurt (Ankara’nın doğusu)
Etki: Ankara merkezde hissedildi, büyük bir zarar oluşmadı.
Ankara’daki Fay Hatları ve Deprem Riski
Ankara doğrudan birinci derece deprem bölgesinde değil, ancak ikinci ve üçüncü derece deprem bölgeleri içinde yer alır. Kentin çevresinde aktif faylar bulunmaktadır:
Kuzey Anadolu Fay Zonu’na olan yakınlık nedeniyle Ankara’da zaman zaman hissedilir depremler yaşanıyor.
Bala–Elmadağ–Kırşehir fayı, Ankara çevresinde daha aktif sayılabilecek fay hatlarından biri olarak gösteriliyor.
Haymana ve Şereflikoçhisar çevresinde de küçük ölçekli fay zonlarının mevcut olduğu biliniyor.
Yapılan araştırmalar Ankara'da büyük yıkıcı depremlerin sıklıkla meydana gelmediğini, ancak, tamamen risksiz de olmadığını gösteriyor. 1938 Kızılcahamam depremi gibi olaylar, başkentte de ciddi depremlerin yaşanabileceğini gösteriyor.
Bu nedenle yapı güvenliği, zemin etütleri ve afet hazırlıklarının Ankara için de önem taşıdığı belirtiliyor.