Yılbaşında asgari ücret 22.104 lira olarak açıklandığında yaklaşık 626 dolara denk geliyordu. Aradan 5 ay geçti. Asgari ücret, 570 dolara geriledi. Bu kadar kısa sürede 56 dolarlık kayıp yaşandı yani. Üstelik, Merkez Bankası dövizin kontrollü artmasına izin veriyor. Yoldan çıkmaması için milyarlarca dolarlık müdahalelerden bile kaçınmıyor. Serbest bıraksa dolar kim bilir kaç lira olacak? Avrupa’da asgari ücret sıralamasında sondan üçüncü olduk. Sıra ücretlere gelince Avrupa ülkeleri arasında bir türlü dipten kurtulamıyoruz.
Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin OECD verilerinden yola çıkarak yaptığı araştırma, Türkiye’de çalışanların çok çalışıp az kazandığını ortaya koydu. Araştırma, Türkiye’nin incelenen 35 OECD üyesi ülke arasında en uzun çalışma süresine sahip 11. ülke iken saat başına elde edilen gelirde Meksika, Şili, Yunanistan ve Letonya’nın ardından en düşük 5. ülke olduğunu gösteriyor. Hal böyle olunca Türkiye’de uzun çalışma sürelerine rağmen yeterli gelir elde edilemediği gerçeği de ortaya çıkıyor. Bir başka ifade ile Türk çalışan daha uzun süreler çalışırken emsallerine göre de çok daha az kazanıyor. Bu durum, ülkemizde çalışılan süreyle orantılı olarak katma değer yaratılamamasının yanı sıra, daha düşük ücretle daha uzun süreler çalıştırma yoluyla iş gücünün ucuzluğunu da ortaya koyuyor.
Türkiye’deki çalışma hayatının içler acısı hali Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezinin yaptığı bu araştırmayla bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Araştırmaya dahil edilen 35 OECD ülkesi içinde en uzun çalışma süresine sahip 11.ülke iken, bu kadar uzun çalışıp en az gelir elde eden 5.ülke konumunda olmamız içinde bulunduğumuz açmazı özetlemektedir. Gelir dağılımında adaletin sağlanması, daha kaliteli bir yaşam sürdürebilmek adına kat edecek daha çok yolumuzun olduğu anlamına geliyor.
Avrupa ülkelerinde ortalama çalışma saati 36 saat iken, Türkiye’de haftalık ortalama çalışma süresi ise, 43.7 saati buluyor. OECD ülkelerinde çalışanların ödediği gelir vergisi yüzde 14.2, bizde ise bu oran yüzde 28.4’ü buluyor. Yani tam iki katı. Herkesten daha fazla çalış, ama herkesten daha azına razı ol. Üstüne üstlük, herkesten daha fazla vergi ver. Allah bütün patronlara bizim gibi çalışan nasip etsin demek geçiyor içimden… Çok çalışıp fazla vergi ödemek, sonucunda az kazanmak kaderimiz mi? Görünen köy kılavuz istemez.
Sendikalar ise haklı olarak asgari ücretin yeniden belirlenmesini, vergi adaletinin sağlanmasını talep ediyor. Temmuz ayı yaklaştıkça işçilerin, memurların, emeklilerin sesini daha gür duymaya başlayacağız. “Program başarıyla ilerliyor” diyen iktidara bakmayın siz ne başarı ne de ilerleme kaldı. İşverenler “maliyetler arttı” diye sınır tanımaz zamları arka arkaya dizdi. İktidar, vergilere, harçlara, cezalara zamda sınır tanımadı. Maaşlar pula döndü. Çarşıda, pazarda iğneden ipliğe ne varsa fiyatlar usul usul arttı. Aynı ürünü aynı fiyata iki kez üst üste alabilmek artık mümkün değil. Yabancı yatırımcılar Türkiye’ye koşacaktı. İşe bakın ki beş aylık süre içinde Türk iş adamları bile işlerini komşu ülkelere taşıyor. İktidar ise 23 yıldır hayal satıyor. Sağlık Bakanlığı’nın temizlik görevlisi kadrosu için 3 bin 658 kişilik kadroya 1.6 milyon başvuru gelen ülkemde hayal satın almak değil gerçeklerle bir an önce yüzleşmek gerekiyor. Düşünün bir Amerikalıdan bile çok çalışıyoruz ama çok daha az kazanıyoruz. Amerikalıdan az kazanıyoruz ama Amerikalıdan çok daha pahalıya tüketiyoruz. Vay halimize!...