Yüzbinlerce evde huzursuzluk var, çünkü yüzbinlerce evde işsiz var, üniversite mezunu işsizler var, okul bitirenler var, mühendisler var, mimarlar var, jeologlar var. Bir başınalık ,boşu boşunalık,yalnızlık,içe dönüklük, amaçsızlık almış başını gidiyor. Hayatı ,olanı-biteni sorgulamaktan, irdelemekten yoksunluk ya da geri durma; bazı şeylerden kendini saklama hali nedendir acaba? Felaket tellallığı yapmıyorum. Geldiğimiz ve içine düşürüldüğümüz çalkantılı düzenin sıkıntılarını anlatıyorum.
Bir kere, dünyayı iyi okumak lazım.Örneğin; "Türkiye'de gençliğe ne yapmamız, nasıl bir gençlik vizyonu ortaya çıkarmamız gerekir?" dediğinizde dünyanın gidişine bakacaksınız. Eğer dünyanın gidişini yanlış okursanız buradaki gençlerle ilgili politikalarınız da külliyen yanlış olur. 57 İslam ülkesinin tamamının millî gelirine bakıyorum, tek bir Japonya kadar değil. İslam İşbirliği Teşkilatına üye 57 İslam ülkesinin toplam millî geliri tek bir Japonya kadar, Amerika'nın dörtte 1'i kadar, Çin'in bilmem kaçta kaçı kadar. Bakıyoruz, 57 ülkenin ihracatına, tek bir Almanya'nın ihracatından daha düşük. Almanya 1,5 trilyon dolar ihracat yapıyor. Allah'ın verdiği o kadar doğal gazla, petrolle 57 İslam ülkesi ancak 1,6 trilyon dolar üzerinde ihracat yapıyor. Burada bir sorun var.
Türkiye'de korkunç bir beyin göçü var dışarıya doğru ve siz bununla dünyayla rekabet edeceksiniz! İslam'ı, İslam dünyasını onurlu, Türkiye'yi Batı'ya, dünyanın müstekbirlerine, emperyalist güçlere karşı ciddi bir direnişte, onları aşan bir yapıda görmeye çalışacaksınız. Böyle bir ideal yok.
Niye siyasal devşirmeye çok önem veriliyor mekanizmalar içerisinde? Çünkü belli bir anlayış gelişmiş, tamamı 85 milyona ait kaynakların belli ellerde toplanması, onların refahına katkı sağlaması, nüfusun önemli bir kısmının bu refahtan destek almaması, onlara ait kaynakların, paranın, değerin, gelirin, millî servetin de belli ellerde veya iktidar yapısı içerisinde dağıtım mekanizmalarında kullanılmasını sağlamanın coşkusu var, heyecanı var. Din dediğiniz zaman da çıkarlarınızı hissettiğiniz noktayı din olarak görüyorsunuz. Olmaz bu böyle. Herkese ait kaynakları belli ellerin içinde toplayıp sadece kendiniz arasında dağıtmaya kalkarsanız bunun İslam’da yeri yok. Sonra bu devşirme mekanizması içerisinde gayet güzel ifade ettiler ideal bir gençlik tanımı yapılıyor, bunun da İslam’la ilgisi yok.
Abdulbaki Gölpınarlı’nın şu sözü önemli: ‘‘Dünü bilmeyen bugünü anlayamaz; bugünü anlamayan yarını göremez, yarını inşa edemez; hatta dünden gelen hamlelerin nedenlerini bile düşünemez. ’’Zaman zaman düşünüyorum da, ‘‘İnsanın kendi kendine yaptığını, kimse kimseye yapamaz” gerçekten.
İnsan, yaratılmışların en gelişmişidir. Düşünür, sorgular, okur, yazar, beyin terini akıtır ak kağıtlara. Aydın sorumluluğu taşıyan, yurttaşlık bilinci gelişmiş, ülke ve insan sevgisinin yüklediği bir görevdir yazmak yazanlar için. İncelikli diliyle düşündüğünü en iyi biçimde okura ulaştırmak ise ayrı bir uğraştır. Çünkü yüreklere, vicdanlara seslenir yazanlar…
Daha güzel bir Türkiye’de, huzur ve refah içinde yaşayalım. Kavgasız bir Türkiye istiyoruz biz, birlikte yaşayabileceğimiz bir Türkiye istiyoruz. Elbette ki herkesin siyasi görüşü farklı olabilir, yaşam tarzı farklı olabilir, kimlikleri farklı olabilir, inançları farklı olabilir ama biz bayrağımızın altında, huzur içinde bir arada ve kardeşçe yaşamak istiyoruz…