Rıfat Ilgaz Hoca'yı aklıma düştükçe hep gülümsemeyle anımsarım. Onunla ilgili ilk anım Devrek'te, Cideli Camcı Hasan Turan'ın anlattığıydı.
***
Bir Devrek pazarı günü (Pazartesi) Devrek'e gelmiş Hoca. Olası ki Cideli olduğunu söylediğinde bu camcı kardeşlere sormuşlar Ilgazı. Onlar da hemşehrilerini ziyaret edip tanımak istemiş olmalı demişler.
İşte Hasan'ın anlattığı: 'Ağabey, mukallit bir adam, Cideliymiş. Komik şeyler anlatıyor. Hoca olduğunu söyledi. Kitapları da varmış. Ben ilk kez duydum adını. Niye burada olduğunu sordum: 'Ben yazarım, gözlem yapıyorum. Bartın Gazetesinde de yazıyorum.' demiş. Dilimin döndüğü kadarıyla anlatmıştım onlara.
***
İkinci anım, kızımla ilgili. Bir ilaç firması için iş görüşmesine gitmişti İstanbul'a. Genel Müdür Kabataşlı imiş. 'Benim babam da oradan mezun. Necatigil'in öğrencisiymiş.' deyince müdür: 'Aydın Ilgaz da oradan mezun' demiş. Kızıma, Rıfat Ilgaz'ın oğlu Aydın'dı. Aynı dönemdendik demiştim.
***
Üçüncü anım da Bartın Kitap Fuarı'yla ilgili (2001). Aydın Ilgaz, Çınar yayınları için stant açmıştı. İki lise öğrencisi koyduk başına. Biri sivil, üç polis çocuklarla konuşuyor. Meraklandım. Yöneldim standa, çocuklar 'Bu Amca bilir' diyerek beni gösterdiler. Sorun ne memur beyler dedim: 'Bu Rıfat Ilgaz ne zaman gelecek?' Hemen yapıştırdım cevabı: Mezarından çıkabilirse gelir.
***
'Yahu biz de adam mıyız be? Adam öleli 7 yıl olmuş. Bize git bak diyorlar. Biz okumuyoruz ki nerden bilelim? Türü konuşmalarla çekip gittiler. Bu olayı şair dostum Sabahattin Yalkın'a aktardım. Bu anı şiir oldu onun kalemiyle. Yazımın sonuna onu ekleyeceğim.
Bir anım da Devrek Baston Festivali'yle ilgili. Buna bir yazımda değindim. Bartınlı okurlarım onu bilirler. Bu kez üç buçuk saatlik ve 400'e yakın kitap imzası sonrasında yemekte bir peçeteye yazdığı dizelerden söz ediyorum: 'Tut ellerimden/ Ellerimden tut/ Son sıcaklığım/ Sende kalsın.'
Bu peçete İsmail Gençtürk'teydi. (Öykü şiir dergisinde yayımlandı dörtlük) Rıfat Hoca, Devrek'ten Bartın'a oradan Cide ve Kastamonu'yu dolaşarak İstanbul'a hasta döndü. Bu aslında toprağına bir veda imiş meğer... Sivas yakımı sonrasında yaşama veda ettiğinde de şu dizeleri yazmıştım onun için (Temmuz 1992)
'Uzattık ellerimizi/ Tuttuk ellerinizden/ Son(suz) sıcaklığın kaldı yüreğimizde/ Çilenin örsünde döğülmüşsün/Yokluklar acılar içinde/ Bir yastığa hasret /Nice günler görmüşsün/Koca çınarlar unutulmaz/ uyu yeşillikler içinde Ilgaz'
***
Bugün Oğul Aydın Ilgaz'ı da yitirdim. Kabataş'tan okul arkadaşımdı. Fuarlarda, Ankara'ya geldiğinde buluşurduk. Bir dostun acısını yaşıyorum. İkis de ışıklarda uyusunlar.
(*) ABD'de okudu. Aydın Bey'in asıl mesleği Uçak mühendisliğiydi. Ama o kitabı, yayıncılığı, kitap imzaları-fuarları destekledi. Saygı ve özlemle anıyorum ikisi de. Işıklarda uyusunlar.