Çok sayıda kentte başlayan orman yangınları günlerdir sürüyor. Binlerce ağacın yok olduğu yangınlar sonucu çok sayıda yerleşim yeri ve tarım arazisi kullanılamaz hale geldi. Türkiye ormanlarını adeta alevlere teslim etti. İktidarın yangınlara karşı politikasızlığı, Türk Hava Kurumu (THK) yangın söndürme uçaklarının devre dışı bırakılması ve çürümeye terk edilmesi orman yangınlarına müdahalede ciddi sonuçlar doğuruyor.
Bu yangınlar göstermiştir ki birçok noktada çıkan yangınlar için hızlı ve çok sayıda yangın söndürme uçağı, kapasite farkı gözetilmeden kullanılmalıdır, tek bir ağacın kurtarılması için gerekirse iktidar lüks makam araçlarından ve özel jetlerinden fedakârlık edip yangın söndürme uçaklarına bütçe ayırmalıdır.
Türkiye ormancılığı 2002 yılına kadar dünyada örnek alınırken, AKP döneminde ormancılığın gerilediği bir gerçek. 12 Eylül darbesi döneminde bile, orman genel müdürlerinin ormanları koruduğunu, ancak AKP döneminde rant uğruna ormanların yok edildiği ifade edilerek 2002’den sonra ormanlar, sadece ekonomik fayda gözetilerek kullanıldı. Yangınlarla mücadelede yaşanan sorunlara bakıldığında, özellikle insan kaynağının yetersizliğine vurgu yapılarak insan kaynağının öneminin altı çiziliyor. Çünkü insan kaynağı olmadan teknoloji ne kadar mükemmel olursa olsun işe yaramaz. Bu bir siyasal tercihtir. Ormanlara sadece keselim, satalım gözüyle bakarsanız sonuç bu olur…
Hem iklim değişikliğinin hem de insan faktörünün yangınları tetiklediği bir gerçek. Eskiden orman köylüleri yangınları kendi imkânlarıyla söndürürdü. Şimdi ise köyler boşaldı, insanlar şehirlere göç etti. Yangınları söndürme görevi sadece ormancılara kaldı. Arazözler, helikopterler var ama bu yeterli değil. İnsanların da yangınların çıkmasını önlemede sorumluluk alması gerekiyor. Ormanlarla kaplı bir ülkeyiz. Ormanlardaki insan etkileşiminin artması, yangınla mücadele bütçesinin azaltılması bu yangınların artmasına neden oluyor. Kısacası yangını söndürmek iktidarın görevi iken; ülke yanıyor iktidar ise ne yapacağını bile bilmiyor. Son on yılda yaşanan yangınlarda toplam bin 714 yangında 13 bin 547 hektar ormanlık alanımız yok oldu. Bu yıl yanan ormanların kaybıyla ortaya çıkan rakam çok daha vahim olacak.
Her geçen sene sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerine biraz daha fazla ve biraz daha hızlı çıktıkça, ormanların bir o kadar erken alev alması da daha olası ve kolay hale geliyor. Gerilim hatları gibi tehlikeli olabilecek teknolojik ürünleri ormanlardan geçtikçe; mangal gibi eğlence amaçlı toplanmalar ve gündelik yaşam/oyun alanları ormanların içine girdikçe; ormanlar, cam şişeler gibi lensleme etkisi yapabilecek ürünlerle giderek daha fazla kirletildikçe ve insanlar, orman ekosistemlerini kendi ihtiyaçlarına göre şekillendirdikçe, dev yangınları başlatacak ilk kıvılcımın yere düşme ihtimali de katlanarak artacaktır. İşte tüm bu nedenle bu çağ, Ateş Çağı olarak anılmayı hak etmiştir.