Geçen yazımızda bitkisel yağların rafine edilmesi aşamasında ortaya çıkan Glisidolün3 ve MCDP oluşumu ve ayrışması ile ilişkili olduğunu belirtmiştik. Bitkisel yağların rafine edilme aşamasında yağ asitleri ile mono esterler bir başka deyişle glisidil yağ asit esterleri oluştururlar. IARC - uluslar arasıkanser araştırma ajansının sınıflamasına göre glisidil esterleri Grup 2A olası kanser yapar etkenlerdir. 2 ve 3 MCDP ise Grup 2B kategorisindedirler yani insanlar için olası kanser yapardırlar.

Bu ürünlerin en fazla olarak bulunduğu diğer bir besin ise bebek mamaları ve devam sütleridir. Yaş gruplarına göre bakıldığında ise bu kirleticileri kilogram bazında en fazla almak durumunda kan grup sadece hazır mamalar ile beslenen bebekler olarak görülmektedir. Bu bebeklerin başka gıda seçeneği olmadığı için sürekli yiyeceklerinden belirtilen bu miktar yüksektir.

Sürülebilir çikolatalar ile ilgili sayısal bir veri bu raporda olmamasına rağmen bir modelleme yapılmış ve içerdiği yağ oranından dolayı bu ürün grubunda kirleticilerin yüksek miktarda olabileceği sonucuna varılmıştır. IARC yayınlarında da bu kirleticilerin diğer bitkisel yağlara (ort 1.534 mg/kg) göre palmiye yağında ( ort 3.24 mg/kg) 2 kat daha fazla olduğu belirtilmektedir. Bu miktar zeytinyağında 1.426 mg/kilogramdır. Ancak bebek formül mamalarında, palmiye yağında bulunana benzer miktarda (ort 2.568)mg/ kg) bulunduğu belirtilmiştir.

Birçok ülkede gıda ürünlerinde bulunabilecek maksimum miktar yasal olarak düzenlenmiştir. Bu miktar Avrupa'da 0.02 mg/kg iken ABD de 1 mg/kg. EFSA tolere edilebilir günlük alım miktarını (TDI) 0.8 mikrogram/kg olarak kabul etmiştir. Alman ürün kalite enstitüsünün (IFP) hesaplamasına göre 70 kg ağırlığında bir yetişkinin alabileceği miktar 56 mikrogram iken 50 gr çikolata alması durumunda alacağı miktarın 150 mikrogram olacağı hesaplanmıştır.

IARC yayınlarında bu kirleticilerin en fazla bulunduğu ürün soya sosu ve benzer ürünler olarak belirtilmektedir. Sürülebilir çikolatalarda bulunan miktar süt ürünlerindekine özdeş kabul edilmiştir.

Bu kirleticilerin insanlarda kesin kanser yapar olduğuna dair kanıt olmamakla beraber alınan doza bağlı olarak risklerin artabileceği göz önünde bulundurulmalı ve ürünlerin aşırı tüketiminden ve tek yönlü beslenmeden kaçınılmalıdır.

Palmiye yağının bazı ülkeler için çok önemli gelir kaynağı olması tartışmalara önemli bir ekonomik boyut kazandırmaktadır. Bu ürünün endüstriyel bir bitki olması ülkelerde yağmur ormanlarının kesilerek palmiye dikim alanlarına çevrilmesine yol açmıştır. Yağmur ormanları ekolojik dengenin çok önemli bir unsurudur. Bu ormanların hızla tüketilmesi daha sonra önemli problemler oluşturacaktır. Ürün tüketiminde başka seçeneklere yer verilmesisöz konusu ekolojik dengelerin de korunmasında önemlidir.