Kayseri Park'ta AA'nın fotoğraflarla Atatürk Sergisi'ni gezdim. Fotoğraflara bakarken ki çağrışımlar ve izlenimim şu: O gerçekten en büyük adam...

Çünkü: Yaşamın her alanında ve yaşamının her anında, her kesimden insanla (Halkla) iç içe yan yana: Trende, vapurda, karatahta başında,

Çiftlikte traktör kullanıyor,

Yanına koruma ordusu almamış,

Kayseri'ye de gelmiş

Kastamonu'da şapka devrimini başlatıyor.

Mersin'de Millet Bahçesinde Latife Hanım'la söyleşiyor.

Uşak Tren Garı'nda kendisini karşılayanlarla konuşuyor, dinliyor, soruyor, anlatıyor, yüzüyor, dans ediyor, kahve içiyor, tavla oynuyor vb.

Şık, zarif, incelikli, heybetli ve de mütevazi biri. Çocukla çocuk, gençle genç, yaşlılara saygılı ve sevecen...

Gözünde kara gözlük, yanında koruma ordusu yok!

Anı defterine şunları yazdım: 'Sevgili Atatürk'üm! Bu yazıları yazmadan içimi burada görevli gence döktüm.

Yıllardır 'Büyük Nutuk'unun ders olarak (görsellikle de beslenerek) okutulmasını önerip duruyorum. İnancımızı, heyecanımızı yitirdik. Çöküş sürecine girdik. Doğumunun 125'inci yılını kutluyoruz güya. Sana yaraşır en ufak bir etkinlik yok!

Seni ne anlayabildik ne de anlatabildik. Cumhuriyetinin temelleri sarsılıyor. Çankaya'n çatırdıyor. Meclis'in eyyamcılarla dolu... Yaşanılanlardan, yaşatılanlardan utanç duyuyorum. 59. T.C. Hükümeti Başbakanı Çankaya çıkacak. Cindoruk uyarıyor: 'Eğer köşke o çıkarsa, bu hilafetin intikamı olur' diyerek.

(.)NİĞDE Zamanı- 2007 yazım