Önceki yazımızda 2022 yılında dünyaya damgasını vuran olayın Ukrayna Savaşı olduğunu belirtmiş ve bu savaşın Türkiye'nin dış politikası üzerindeki etkilerine değinmiştik...
2023 yılında da devam edeceği anlaşılan bu savaş küresel güç dengelerini de etkiledi...
'Batı dünyası' ABD'nin arkasında toplanarak saflarını sıkılaştırırken 'Doğu dünyası' da Rusya ve Çin arasında güçlenen ittifakın etkisi altında kaldı.
***
Bu olay, Rusya'yı kuşatma çemberine alarak Çin'i tarafsızlaştıracağını düşünen Biden yönetimi açısından hayal kırıklığı yaratan bir olaydı...
Bilindiği gibi Trump döneminde ABD tam aksi yönde bir kararla Rusya'yı tarafsızlaştırma ve Çin'i ekonomik olarak tecrit etme politikası izlemiş, bu politika NATO aracılığıyla Rusya'yı kuşatma planları yapan Pentagon ve silah sanayicilerinin tepkisini çekmişti...
Biden'ın başkan seçilmesinde en önemli rolü oynayan da Pentagon'un bu tepkisi olmuştu!
***
Trump'ın politikası bir anlamda Nixon'un başkanlığı döneminde Dışişleri Bakanı ve Nixon'un akıl hocası olan Kissinger'ın Çin'i yanına çekerek Sovyetler Birliği'ni kuşatma politikasının tersine çevrilmiş haliydi...
O dönemde Sovyetler Birliği ile Çin arasındaki ilişkilerin bozulması ve Sovyet yönetiminin Afganistan üzerinden sıkıştırılması sonunda Sovyetler Birliği bizzat kendi yöneticileri tarafından tasfiye edilmiş...
Bu tasfiyenin ardından Rusya'da yaşanan ekonomik ve siyasal çöküş süreci 'soğuk savaş'ın taraflarından biri olan ABD'yi 'küresel efendi' haline getirmişti.
***
Ukrayna savaşının ardından Çin'in Batı dünyası tarafından yapılan çağrıları reddederek Rusya'nın yanında durması ve yaptırımlara katılmaması Rusya'nın bir kez daha bu tür ekonomik ve siyasal bir travma yaşamasını önledi...
Yaptırımların en önemli ayağı olan Rusya'nın petrol ve doğalgaz ihracatının engellenmesi tasarısı Çin'in Rusya'nın ihraç etmekte zorlandığı petrol ve ürünlerini satın almasıyla anlamsız hale geldi...
Aksine, Batı'nın hamlesi petrol fiyatlarını yükselttiği için Rusya petrolden elde ettiği geliri kaybetmek bir yana karlı çıktı...
Bu durumdan OPEC başta olmak üzere petrol üreten ülkeler de yararlandı ve ABD'nin petrol fiyatlarını düşürmek için bu ülkelere yaptığı üretimi artırma çağrısı karşılıksız kaldı.
***
Sonuçta Rusya'nın ekonomik dar boğaza sürüklenmesi için uygulamaya konulan yaptırımlar dönüp başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 'Batı dünyası'nı vurdu...
Rusya'nın en önemli müşterilerinden biri olan Almanya'nın sınırlı da olsa petrol ve doğalgaz ithalatını Kuzey Akım boru hattı üzerinden sürdürmesini engellemek için ABD'nin boru hattına yaptığı sabotaj da ters tepti...
Almanya, bu durum karşısında Çin ile ekonomik ilişkilerini geliştirerek, ihtiyaç duyduğu enerjiyi o kanaldan elde etmeye çalıştı. Bu da ABD'nin planlarına vurulan yeni bir darbe oldu.
***
ABD'nin etkisiyle Avrupa ülkelerinin Rusya'dan ithal edilecek petrol ve ürünlerine 'tavan fiyat' uygulama projesi de kısa zamanda çöktü...
Enerji ihracatından elde ettiği geliri sınırlama amacı taşıyan bu uygulama karşısında Rusya, 'tavan fiyat' uygulamasına katılacak ülkelere petrol ve doğalgaz ihracatını durduracağını açıkladı...
Bu da, Avrupa ülkelerinde kamuoyunun tepkisi ile karşı karşıya kalan hükümetleri zor durumda bıraktı.
***
Dünyada bu gelişmeler yaşanırken Türkiye, Rusya karşıtı yaptırımlara katılmaması sayesinde enerji alanında bir sıkıntı yaşamadı...
Aksine, Rusya'nın, daha önce Almanya ve Ukrayna üzerinden yaptığı doğalgaz ihracatının yönünü Türkiye'ye çevirme, mevcut boru hatlarının kapasitesinin artırma ve Avrupa ülkelerine yapılacak gaz ihracatını Türkiye'de kurulacak enerji depoları üzerinden sağlama önerileri, enerji faturasını ödemekte zorlanan Türkiye için yeni olanakların kapısını açtı...
Türkiye-Rusya ilişkilerinde yaşanan bu gelişmeler, Türkiye'nin başındaki en büyük dert olan Suriye sorununun çözümü için de yeni umutlar yarattı.
(Devam edecek)