14 Mayıs’ta, Cumhuriyet’in 100. Yılında, Cumhuriyet’e nazire yapılırcasına oluşan yeni TBMM yapısı, bizleri gelecek adına hiç iyimser yapmıyor. Meclis’te ideolojik akrabalık içinde olup, Millet İttifakı listelerinden giren kimi isimlerin de tarikat cemaat baskısıyla eklenme ihtimali dikkate alındığında anayasa değiştirecek çoğunluğa ulaşan bu sağ blok, özellikle kadınların kazanımlarını tehdit ediyor.
Cumhuriyet, büyük ölçüde kadın devrimidir. İlkesel olarak kadın-erkek eşitliği benimsenmiş, cariyelik ve kölelik kaldırılmış, kadının, ekonomik ve sosyal hayat içindeki konumunun güçlendirilmesi iradesiyle hareket edilmiştir. Kız çocuklarının eğitim imkanlarının geliştirilmesinden başlar bu haklar serisi, çalışabilmesine, istemediği bir evliliği kendi iradesiyle sonlandırabilmesine kadar uzanır.
Ne var ki, AKP’nin seçim kazanmak uğruna, kurduğu ucube sistemi devam ettirme pahasına HÜDA Par ve Yeniden Refah Partisi’ni meclise taşımasıyla orta çağdan kalma ilkel anlayışların temsil imkanı elde etmesi, hem de bunun Cumhuriyet’in 100. Yılında gerçekleşmesi çok hazin ve kadınlar cephesinden bakıldığında da hayli ürpertici…
Her iki parti de kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin düzenleme olan 6284 sayılı yasanın kaldırılmasını savunuyor.
Bu yasanın aile birliğini bozduğunu iddia ediyorlar ama esas itibariyle kadının, erkeğe koşulsuz ve her durumda bağlı ve bağımlı kalması gerektiğini savunuyorlar. Öyle ifadeler var ki, bu çağdışı düşüncelerin hala var olabilmesinin şaşkınlığını yaşıyor insan.
Örneğin, HÜDA Par, kadınların çalışma şartlarının cinsiyetlerine uygun hale getirilmesini, eğitim ve sağlık başta olmak üzere kadınlara hizmet veren kurum ve kuruluşlarda sadece kadınların istihdam edilmesini istiyor.
Bunun anlamı açık. Zaman zaman eğitim şuralarında da gündeme getirilen karma eğitimin sonlandırılması, hastanelerde başta kadın doğum servisleri olmak üzere kadın hastaya kadın, erkek hastaya erkek doktorun bakması demek.
Al birini vur ötekine derler.
Kadın adayın yüzünün belli olmaması için seçim araçlarında siluet kullanan Yeniden Refah Partisi’nin de HÜDA Par ile arasında ancak ton farkı vardır. AKP zaten malumunuz. Tarikat ve cemaatlerin baskısı karşısında 6284 sayılı yasayı savunan kendi Grup Başkanvekili Özlem Zengin’i bile her biri bir gladyatör gibi davranan şeyhlerin, imamların önünde öylece yapayalnız bıraktı.
Böyle bir Türkiye’nin Taliban Afganistan’ından ne farkı var?
Tarihimizin en gerici, en kadın düşmanı ittifakı karşısında her seçmene ama en çok da kadınlara iş düşüyor ve 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı için yapılacak ikinci tur seçimleri bu bağlamda bir fırsat olabilir.
Aksi takdirde kadınlar, nefes alamayacak ve yaşam alanları daha çok daralacak.
Kadın karşıtı ittifak
Kelime ATA
Yorumlar