Seçimler altı ayda bir yapılsa gariban takımının aylıkları cüzdanlara sığmazdı.
Çeşitli nedenlerle açmaza düşen çok kişi de soluklanma fırsatı bulurdu.
Boşa dememişler “seçim ayı, geçim ayı'' diye.
Kural değişmedi.
Sandığa giden yolda, muhalefetin “transfer hamlesi'' ile hesaplar bozulunca, iktidar kanadı “B'' planını devreye soktu.
Kesenin ağzını açtı.
Bol kepçe ikramlar başladı;
-Vergi borçlarına yapılandırma,
-Para cezalarına af nitelikli düzenleme,
-Emekliye yılda iki ikramiye,
- Tüccara stok affı.
-Üniversite ile ilişiği kesilen öğrenciye eğitime yeniden devam hakkı,
-İmar sorunu olan 13 bin yapıya af,
-Hazine arazisi kullanan çiftçiye satın alma hakkı.
Bakalım bu zengin menünün seçim sandığına yansıması nasıl olacak?
Kararsız, ya da muhalif görünen kesimin bir bölümü, sunulan ikrama “eyvallah'' deyip oyunu iktidar partisinden yana mı kullanacak?
Yoksa hem ikramdan yararlanıp, hem de muhalefeti destekleme yolunu mu seçecek?
Seçim ekonomileri bugüne kadar hep iktidar partilerine oy getirdi.
Ya da oy kaybının en düşük seviyede tutulmasını sağladı.
Ancak, sonuçta karamsar bir ekonomik tabloya da davetiye çıkardı.
Şimdi 24 milyar liralık bir paket söz konusu.
Geri dönüşün adresi yine dar gelirliler olacaksa kötü.
İşçinin, emeklinin, memurun maaşlarında her yıl periyodik olarak yapılan mini artışlar, iğneden ipliğe gelen zamlarla çoktan eridi bile.
Hatta vaat paketinde yer alan emekliye Ramazan ve kurban bayramları öncesinde verilecek bin liralık ikramiye bile döviz kurlarındaki artış nedeniyle şimdiden kayba uğradı.
Sandıktan çıkacak sonuç şimdiden bilinmez ama
Dileyelim de dar gelirliler, emekliler sunulan ikramı aldıklarına bin pişman olmasın.
Kaşıkla verilen, kepçeyle geri alınmasın.