Hangi sosyal bilimler alanı, hangi siyaset bilimi teorisi bizim yaşadıklarımızı izah edebilir bilmiyorum. Kesin olan şu ki 2017 yılında kurulan ucube sistemin giderek daha çok acayipleşen sonuçlarını ancak Aziz Nesin hikayelerini okuyarak anlayabiliriz.
Siyasette U dönüşleri her zaman olur. Misal benim hafızamda kalan Fırıldak Kubi lakaplı Kubilay Uygun vardı. Girip çıkmadığı parti kalmamıştı. Siyasi hayatına DYP’de başlayan Adil Aşırım da DSP- ANAP- MHP-CHP-Genç Parti-AKP deneyimleriyle hemen anımsadığım bir başka isim. Bu listeye Celal Doğan’dan, Ergün Koç’a kadar daha pek çok isim eklenebilir. Ancak, ilkesizlik hiç bu kadar yaygın bir hal almamıştı. Nedeni de açık. Cumhurbaşkanı adaylarının yüzde 50 çoğunluğu yakalama zorunlulukları, en kıyıda köşede kalmış, kapısı çoğunlukla kapalı partileri, kerameti kendinden menkul isimleri dahi belirleyici hale getirdi.
Pazar günü yapılacak ikinci tur seçimlerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklayan Sinan Oğan’ın siyasi tutumuna mantıklı, tutarlı bir açıklama yapılabilir mi? Dolmabahçe sarayında ağırlanan ve öncesinde "HÜDA-PAR’la aynı sandığa bir ülkücüyü kessen girmez, olmaz o. HÜDA-PAR’la yan yana durmaz bir Türk milliyetçisi!" diyen Oğan, bir saat süren görüşme sonrasında HÜDA Par ile aynı safta buluştu. Sarayda ne oldu ki, yılların Türk milliyetçisi mankurtlaştı?
Zaten bu Dolmabahçe’ye gidene bir haller oluyor. Alevi açılımı başladığında Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan Dolmabahçe’de ağırlandı ve tam bir aldatmaca olan açılımı destekledi. 27 Nisan e-muhtırasının altında imzası olan Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, sırlarını mezara götürdüğü Dolmabahçe görüşmesi sonrasında pasifleşti, Ergenekon, Balyoz gibi operasyonlara destek verdi.
Şimdi de Sinan Oğan… Meğerse şifre AKP liderinin soyadında gizli imiş… İlahi bir mesaj mı acaba bu !!!! Sanki birbirinin mütemmim cüzi imişler de bizim bunu fark etmemiz için 2023 yılını beklememiz gerekiyormuş gibi…
Şu derin anlama bakın:
Erdoğan- Oğan= Erd-oğan
Sadece Sinan Oğan değil, daha pek çok keskin muhalif bir anda AKP’nin en ateşli savunucusu oldu. Efsunlanıyorlar mı bilmiyorum ama Nedim Şener, Hulki Cevizoğlu, Metin Feyzioğlu gibi isimlerin canhıraş biçimde AKP’nin bayraktarlığını üstlenmeleri karşısında insan söyleyecek söz bulamıyor.
Oğan'ın cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için imza veren isimler arasında olan Eski Ülkü Ocakları Başkanı Atilla Kaya, "Ben, ‘cehennemin kapılarını kapayasın’ diye imza vermiştim; ‘cehenneme odun taşıyasın’ diye değil" şeklinde tepki gösterdi. Pek çok isim de AKP’nin icraatları, Erdoğan’ın politikaları, terörle mücadele, sığınmacı sorunu gibi konularla ilgili sözlerini anımsattı ama Oğan’ın, herhalde Dolmabahçe sarayının ışıltılarıyla kamaşan gözleri bunları görecek durumda değildir.
Oğan’ın hangi vaatler karşısında saf değiştirdiğini şimdilik bilmiyoruz; ama pek çok rivayet var. Bunlardan biri de Iğdırlı ve Azerbaycan’daki kimi işleri nedeniyle ilişkili olduğu Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev tarafından ikna edildiği iddiasıdır. Çok uzun sürmez, işin sırrı ortaya çıkar.
Oğan, her iki ittifaka da oy vermeyen seçmenin oylarını almıştı. MHP, İYİ Parti, Zafer Partisi ve Kılıçdaroğlu’nun politikalarından memnuniyetsiz ulusalcı seçmenin desteğini toplamıştı. Bu seçmenin ortak yanı iktidar karşıtlığıdır. Dolayısıyla Oğan’ın takındığı yeni siyasi pozisyonu karşısında farklı eğilimlere sahip olan seçmen grubu, ya sandığa gitmeyecek ya da Ümit Özdağ’ın da etkisiyle Millet İttifakı’na yönelecektir. Seçimin sonucu ne olur bilinmez. Ancak kesin olan şu var ki, Sinan Oğan, kendi camiasında büyük bir itibar kaybına uğradı.