CHP’nin en son Ankara Tandoğan’da yaptığı mitingde yüzlerini gördüğümüz bazı şöhretli isimler dikkat çekti. Bugüne kadar CHP ile birlikte asla anılamayacak bu figürlerin başında gelen Hasan Cemal’in mitinge katılması doğaldır ki, bir tartışma da yaratmış durumda.
Hasan Cemal’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la kurduğu yakın ilişkiler malumdur. İkili arasındaki muhabbetin derecesini ölçtüğümüz en iyi cümle Hasan Cemal için söylenen “Erdoğan’ın Hasan Abisi” idi. Hasan Cemal’in yıllardır bu unvanla ruhunun okşandığını tahmin etmek zor değil.
Erdoğan’ın “Hasan abileri” çoktu aslında. Ahmet İnsel’den Murat Belge’ye, Ahmet-Mehmet Altan kardeşlerden Nilüfer Göle’ye, Nuray Mert’e kadar liberal çevrelerden devşirilmiş, epeyce abisi/ablası vardı ve hepsi de Siyasal İslamcıları Cumhuriyet’e karşı “aslan”lar gibi savundu.
Fıtratları icabı demokrasiden zerrece nasiplenmemiş bir siyasal hareketi, topluma özgürlükçü, sivil, insan hakları yanlısı, “muhafazakar demokrat” olarak takdim etmek gibi bir misyonu başarıyla yerine getirdiler. Aslında Erdoğan, hiç de takiyye yapmıyordu. “Demokrasi bir tramvaydır, istediğimiz durakta ineriz” diyordu ama iflah olmaz bir Kemalizm karşıtlığından dolayı liberaller, AKP’ye, üzerine oturmayan demokrasi elbisesini giydirmekten hiç vazgeçmediler. AKP’nin şeriat, hilafet, padişahlık hülyaları olduğunu söyleyenlere karşı da çok gaddar davrandılar, onları ötekileştiren, şeytanlaştıran bir dil kullandılar.
Siyasal İslamcılar, liberal çevrenin entelektüel desteği ile geleneksel dar tabanlarının dışına çıkıp, toplumun farklı kesimlerinden rızalık alınmasına vesile oldular. Öyle bir vecd içinde bulunuyorlardı ki, 2010 seçimlerinde, 2011 referandumunda Erdoğan’ın meydan meydan dolaşıp Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğini yuhalatması karşısında kuzuların sessizliğine büründüler. AKP’nin içeride de dış politikada da izlediği mezhepçi siyaseti hiç sorun etmediler.
Onlara göre Kemalizm yıkılacak, dertler bitecekti!!!
Öyle olmadı. 23 yılda köprülerin altından çok sular aktı. Liberallerin, küçümsedikleri “laikçi teyzeler”, şeytanlaştırdıkları “endişeli modernler” kadar isabetli öngörüler yapamadıkları yıllar geçtikçe anlaşıldı. Bir kısmı 2013 Gezi olaylarından sonra gaflet uykusundan ağır ağır uyandı. Bazıları 17-25 Aralık’tan sonra Gülen cemaatiyle saf tutmaya devam etti ve 15 Temmuz’la birlikte ya Türkiye’den kaçtı ya da cezaevine girdi veya tasfiye edilip etkisizleşti. Bugün, liberallerin de “yetmez ama evetçi”lerin de hiçbir itibarları kalmadı.
Süreç, liberallerin Türkiye analizlerinin değersizliğini kanıtladı ama atı alanın Üsküdar’ı geçtiği de bir vakıa. Türkiye, yağmalandı, bütün değerleri tahrip edildi, korkunç bir yoksulluğa, sefalete ve adaletsizliğe sürüklendi.
Hasan Cemal geçmişte şöyle diyordu:
“Ben öteden beri AK Parti iktidarıyla birlikte laikliğin elden gitmekte olduğuna da bir sivil diktanın gelmekte olduğuna da inanmadım. Erdoğan’ın demokrasi ve hukuk açısından eksikleri, demokrasi kültürü dersinden elbette kırık notları vardır... Bunları yeri geldikçe eleştiriyorum. Ama bu eleştirilerden yola çıkarak Erdoğan’ı, Türkiye’de ‘korku imparatorluğu yaratmak’la suçlamaya kalkışmadım.”
Ama o korku imparatorluğu kuruldu ve Erdoğan’ın “Hasan abisi”nin pasaportuna el koydu.
Pazar günkü CHP’nin Tandoğan mitingiyle ilgili yazı yazan “Hasan abi” bu yüzden başka bir “Hasan abi”…
“Akıl alır gibi değil. Uzun yıllardır ilk kez bir eylemi içinde yaşıyorum. Tam bir heyecan fırtınası... Gözlerim yaşarıyor. Yumruğumu sıkıp havaya kaldırırken gözlerim doluyor.
Uzun yıllardır ilk kez bir eylemin tam göbeğinde büyük bir heyecan fırtınası
yaşıyorum. Altını bir kez daha çiziyorum: 19 Mart Darbesi sonrasında
patlayan demokrasi direnişi (ve CHP'nin daha önceki 31 Mart yerel seçim zaferi) demokrasiye dönük umutları yeşertti, beklentileri yükseltti."
“Hasan abi”nin gözleri yaşarırken Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan Murat Belge ise T24 sitesine yazdığı yazısında ilk kez “şeriat tehlikesi”nden bahseder oldu.
Doğrusu liberallerin hali çok ironik… Yıllarca faşist dedikleri CHP’ye övgüler dizecek bir konumdalar şimdi…
Nereden nereyeeee…