15 Ekim 1999 akşamı, yağmurlu bir günde indik Bartın'a. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sensizim 3.kitap fuarında. Dolmuş beni kestane aldığımız köşede bıraktı. Bu kestaneler beni yüreğimden yaktı biliyor musun? En son sipariş verip de alamayıp sana ulaştırmadığım kestaneler geldi o an usuma. Ne çok da severdin.

***

İlk kitap fuarında birlikte olduğumuz, oturup güzel günlere özlem duydum. Zihni Anadol da yok artık. Onu da geçtiğimiz mayıs ayında yitirdik. Adı-verildi. Devrek'te bir sokağa... Ardından yazılanlar kitaplaştırıldı. Senin için kim ilgilenecek, ardında kalanları nasıl kitaplaştıracağız, bilemiyorum. Adın Kdz. Ereğli'de bir sokağa verilir mi, onu da bilmiyorum ama bekliyorum nedense.

***

Hasan Kıyafet, Yalova depreminden depremzede olarak kurtuldu. Ne acı ki, Beşir Göğüş Hoca'mızı yitirdik orada hem de eşi ve kızıyla birlikte. Bilmem ne derece ilgini çekiyordu. Fakir Baykurt, Abbas Sayar, Orhan Çubukçu, Behzat Ay, Can Yücel de sonsuzluğa göçtüler. Belki de haberin var. Diyeceğim o ki dostlar gittikçe bir bir şairin dediği gibi 'giderek artıyor yalnızlığımız.'

***

17 Ağustos'ta yaşadığımız deprem Kocaeli, Gölcük, Yalova ve Adapazarı'nda yıkımlara, ölümlere neden oldu. Ruşen Hakkı'dan, Necati Mert'ten, Çiğdem Sezer'den haber alamadık uzun süre. Az kalsın unutuyordum; bu yıl 24 Nisan'da İbrahim Yıldız Şiir Ödülü töreni için Karabük'e de gittim. Sevgili Yekta Güngör Özden, Bülent Güldal, Orhan Tüleylioğlu, Aydın Şimşek, İhsan Topçu, Ruşen Hakkı da oradaydılar. Bunları mutlaka tanıyorsundur diye yazıyorum. Seni orada da andık. Biliyorum, 'ölüm her zaman, her yerdedir'; nedir ki, günü ve tarihi belli değildir. Eğer insan öleceğini bilse, çatlardı diye düşünüyorum. Ama belli bir yaştan sonra, bunu duyumsamaya başlıyor insan. Sende de böyle oldu mu? Örneğin 82 yaşındaki Vedat Günyol, 'Hala yaşıyorum, diye şaşıyormuş kendi kendine.' Bazı yazarların bazı yazılarında da, şiirlerinde de rastladığım oluyor bu duygulanmaya. Sıradan ölümlere ne denir ki! Amma acıyorum, yanıyorum erkenden gidenlere! Sen de çok erken gittin be Savaş Bey!

***

Hatırlar mısın Hasan Hüseyin de: 'HAZİRANDA ÖLMEK ZOR' demişti Hasan Hüseyin. Temmuz'da, Aralık'ta, Şubat'ta ölmek kolay mı ki? Anamı babamı, amcamı, yazar dostlarımı bu aylarda yitirdim ben. Sen de çok erken gittin be Savaş Bey! Işıklarda uyu…