Gençlerbirliği artık, yasa gereği İçişleri Bakanlığı yerine Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlandı.

Başkent ekibi; yeni tüzük taslağının 1. maddesinin genel kurulda kabul edilmesiyle, Kanarya Sevenler Derneği statüsünden çıkarak 7405 sayılı kanuna bağlı gerçek anlamda bir spor kulübü oldu.

Darısı lig değişikliğine…

Akdaş Gençlerbirliği için vazgeçilmez oldu

Kırmızı-siyahlılar son 1 yıl, 4 ay ve 9 gün içinde tam 5 kez genel kurula giderek kelimenin tam anlamıyla bir kongre canavarına dönüştü. Seçimli ve 7405 sayılı yasa gereği tüzük tadilatının görüşüldüğü 14 Ekim’deki Seçimli Olağanüstü Genel Kurul ile Niyazi Akdaş, ilk göreve geldiği 10 Haziran 2021’den itibaren bu yana 6. kez seçime gitti. Yapılan 6 genel kurulun 5’inde başkan seçilen Niyazi Akdaş, tıpkı rahmetli Süleyman Demirel gibi gittiği gibi dönmesini de bildi... Akdaş’ın girmediği tek seçimde de desteklediği Talip Çankırı’nın başkanlığı gerekli maddi desteği sağlayamadığı için sadece 57 gün (31 7.2022- 25.9.2022) sürmüştü.

Bu da bize gösteriyor ki Niyazi Akdaş, tıpkı rahmetli İlhan Cavcav gibi Gençlerbirliği için vazgeçilmezler arasındaki yerini aldı.

Bakmayın sosyal medya klavyeşörlerine… Bir maç bileti bile almaktan imtina eden ama yapılan her şeye karşı çıkanlar yüzünden Akdaş olmasaydı gerçekten kulüp ortada kalırdı.

Aidat ödemeyenlerin silinmesiyle 1300 üyeye düşen koca çınarın tarihi kararların alındığı genel kurulu ancak 200 kişiyle toplanabiliyor. İşin en acı tarafı da bu… 5. kez başkanlığa seçilen Niyazi Akdaş da bu konudaki üzüntüsünü de ‘Koca çınarın genel kurulu. 100 yıllık kulübün anayasası olan tüzüğünü 200 kişiyle oyluyor. Çok acı’ diyerek gösterdi.

Bir garip hikâye de sözlerinde durmayan yöneticiler…

Cebinden vere vere takımı ayakta ve kümede tutmaya çalışan Niyazi Akdaş, katkı vermeyi taahhüt eden yöneticilerin ceplerinde akrep olması ve sahte vaatlerine karşı hiçbir utanç duymadan protokol tribünlerinde çalım atmalarından bıkarak 2-3 ayda bir kongre kararı alması da her ne kadar dışarıdan çirkin görünüyorsa da eminim ki bunları hep yılgınlıktan yaptı. Çünkü hem gücü tükeniyor hem de kimseye yaranamıyordu… Akdaş, “Gelin alın kulübü, yönetin… Dışarıdan gazel okumak kolay” diyor ve köşesine çekilmeye karar veriyor. Ancak her defasında kimse çıkmayınca da 100 yıllık koca çınarın ortada kalmasına gönlü razı olmayan akil insanlar, Niyazi başkanın Gençlerbirliği sevgisini kullanarak onu tekrar ikna ediyor. İşte bu geliş-gidişlerin asıl nedeni sadece bu… İş lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar, ciddiyete binince de ortalıkta görünmüyorlar. Kulüp yararına tek bir eylem yapmayanlar, onu yeniden omuzlayan ortaya çıkınca da kuma gömdükleri başlarını çıkararak eleştirilerine kaldıkları yerden devam ediyorlar.

Aslında kurtuluş şirketleşmede…

15 Ekim’de yapılan genel kurulda değişikliklerin kabul edilmesiyle birlikte Gençlerbirliği, dernek olmaktan çıkıp, kulüp statüsüne geçti. Cumartesi günü şirketleşme kararının gündeme gelmemesinin nedeni ise yeni spor yasasına göre şirketleşme şartlarının kulüp tüzüğüne eklenme gerekliliğinin yerine getirilmesiydi. Bunun için Gençlerbirliği’ni aralık ayında bir genel kurul daha bekliyor. Ama bu kez seçimli olmayan bir kongre olacak ve sadece şirketleşme kararı alınacak.

Tabi o güne kadar yardım vaatleriyle Başkent’in en önemli değerlerinden biri olan Gençlerbirliği’nin yönetim kuruluna seçilen iş insanlarının bu sözlerinde durmaları şart. Aksi halde işte o zaman dananın kuyruğu kopar ve bu işin sonu gerçekten BAL ligine kadar gider.

Ancak, Teknik Direktör Sinan Kaloğlu’nun yönetimin lige iyi bir başlangıç yapan, hakem destekli bir iki kazadan sonra son Şanlıurfa deplasmanında yeniden kendini bulan futbol takımının her zaman önüne engel olarak çıkan maddi sıkıntı sorunu giderildiği ve devre arasında 2-3 nokta transferiyle takviye edildiği takdirde play-off’ta yer alması hatta ilk 2’ye girmesi dahi hayal olmaz.

Bunun gerçekleşmesi de ancak bir spor kulübü hüviyetine bürünen kırmızı- siyahlıların şirketleşmesiyle mümkün olur.