'Ben derim ki, insan son gününde / Bir bilanço yapabilmeli ömrüne / Büyük bankalar gibi aktif-pasif / Aldığından çoksa verdiği / Rahat gidebilir ölüme...'

Behçet Necatigil

Koskoca bir yılı devirip yepyeni bir yıla girdik, (21.yy'da-2021) Geçmiş yıllara bakarak değil, önümüzü görerek girdiğimizi düşünüyorum. 2020'lerde de zamanın önünden gidemedik: ancak, çağında yaşamak, çağına tanıklık etmek bu yüzyılın insanının özelliği olmalıdır. Ama nerede?

Geçen yüzyılda bunu başaramadık. Bizi ne altyapı kurtarabilir, ne de üst yapı! Önce çağcıl bir kafa yapısına, sonra yaşam felsefesine, insan sevgisine, bilimsel düşünüşe, hukukun üstünlüğüne, saygıya sahip olmamız gerekiyor.

Bir de AB'de çoktan olmak gerekiyordu: kapısının önüne kadar yaklaştık, ama olmadı işte! Geçen yıllar kadar daha beklemeye sabrımız yok artık. Böyle bir bilinç ve donanımla girelim yeni yüzyıla diyordum ki; 2021'in ilk ayında havanda su dövdük. Hatta daha da yanlışlıklarla boğuşuyoruz…

***

Şimdi soralım Necatigil'e: 'Şu dünyada insanca yaşamak da yoksa / Geriye ne kalıyor yüzyıllardan?' Bunun çok yanıtı var tarih sayfalarında. Ama ne gezer; yanlışlar düzeltilecekken, geçen bir ayda yanlışlar daha da çoğaldı. Oysa çağında yaşamak, çağa tanıklık etmek gerekirken; çağ dışına itilmek istendiğimizi kim yadısyabilir? Evet, ne yazık ki bu soru hemen hemen hepimizce yanıtlanması gereken; ama yıllardır başarılamayan bir sorun olarak konuluyor önümüze…

***

Toplumsal yaşamda, özel yaşamda olduğu gibi, Devlet hayatında da 'Bilanço' asıldır. Yani gelirlerin eşitli dağılımı, tasarrufa, yatırıma ve harcamalara bakınca; uygulamaların toplumsal sorunlara neden olduğu görülmektedir. İçine düşülen sorunun çözümü 'kıt kaynaklarla sonsuz ihtiyaçların karşılanması sanatı' denilen iktisat bilimi kurumları, kurulları ve uygulamalarıyla refahı sağlamayı anlatır bu bilanço…